Kaynak gösterilmeden siteden alıntı yapılamaz.
|
|
|
|
|
KULYANAR - 5.6.2017 Anasayfa akatarması
|
|
TEK ADAM MUAVİYE
Muaviye Ebu Süfyan ve Hz Hamza'nın ciğerini yiyen Hind adlı kadının oğludur.
630 Yılında Peygamberimizin Mekke' yi fethi esnasında muhtemelen korkudan,kaçacak yer bulamadığından müslüman olmuştur.
Peygamberimizin sülalesi Haşimoğullarının rakibi olan Ümeyye oğullarının liderlerindendir.
Peygamberimizin Medine ve Mekke'de liderliği ele geçirmesinden çok rahatsız olmuş ve iktidarı ele geçirmek için sürekli çalışmıştır.
Çok zekidir ki zamanının dahileri arasında sayılır.
Hz Ömer, Muaviye'yi Şam valis olarak atamıştır. Şam'da iktidarını pekiştiren Muaviye Ümeyyeoğullarından olan Osman'ın halifeliği sırasında peygamberimizin yakın arkadaşlarından Ebu zer Gıfari'nin çöle sürgüne gönderilip orada ölmesinin de müsebbiblerindendir.
Osman 656 da öldürülünce ( Osman'ın kanını bahane ederek) halife seçilen Ali'ye karşı mücadele başlatmıştır.
Sıffin'de yapılan savaşı tam Hz Ali'nin ordusu kazanacakken Amr İbnül As'ın tavsiyesiyle Kuran'a büyük saygısızlık yaparak mızraklara sayfaları taktırmış veya kuranı astırmıştır.
Hz Ali askeri Kuranın üzerine yürmekten kaçınmış savaş berabere bitmiştir.
Hakem olayında hileye başvuran Muaviye, İslam halkının üç parçaya bölünmesinin mesulüdür.
Hz Ali öldürülünce, Muaviye yeni halife Hz Hasan'ı da saf dışı etmiş ve onu zehirleterek öldürtmüştür.
Bu tek adamın yaptığı en büyük zulüm en büyük fenalık ise oğlu Yezid'i yerine kral olarak seçmeleri için devlet adamlarını yeminlemesi ve onları bu işe zorlamasıdır...
Muaviye 681 de ölünce paşalar Yezid'i kral yapmışlar ve cumhuriyeti yani seçimle başa geçirme usulünü yok etmişlerdir...
Tek adam Muaviye'nin yaptığı bu büyük yanlış, yaklaşık 1300 sene sonra Mustafa Kemal Atatürk tarafından düzeltilmiş,Türkiye müslümanları cumhurreislerini seçebildikleri cumhuriyet rejimine tekrar kavuşmuşlardır...
Bazıları derler ki "Tarih tekerrürden ibarettir." Yani Muaviye ve Yezid de tekkerrür edebilir...
Mehmet Akif de der ki;
"Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi tarih?"
( Tekerrür etmek tekrarlanmak,aynısının yeniden olması demektir.)
YAVUZ SULTAN SELİM
Osmanlı Sultanlarının en cengaver,en sert,acımasız,bilim adamlarına saygılı,hızlı karar alıp hızlı uygulayan sultanları arasındadır...
Babası Sultan II. Bayezid'i darbeyle padişahlıktan indirmiş,baba bedduası almış,sadece 8 yıl sultanlık yapmış ve Şirpençe hastalığından muzdarip olarak vefat etmiştir... Babasının oğluna " Aslanlar tarafından parçalanması" bedduası ettiği Şirpençe kelimesinin de aslan pençesi demek olduğu tarihlerde kayıtlıdır.
Yavuz hıristiyan dünyasıyla savaşmamıştır.Türk Sultanı Şah İsmail tarafından Doğu Anadolu ve Kuzeybatı İran'da kurulan Safeviler ilk düşmanı ve savaştığı devlettir... Önceleri Anadolu'nun heryanında Alevi özellikleri taşıyan halk yaşamakta olup,Şah İsmail devletini kurunca Anadolu'dan akın akın Safevi ülkesine göçmeye başladılar... Şahkulu isyanıyla Osmanlı'yı uğraştırdılar...
Osmanlı Şah'ın Alevilik politikası karşısında Sünniliğe sarıldı... Önceleri devlet laik nitelikte olup,inançlara müdahele edilmemektedir... Alevilerin katledilmesi yönünde yandaş din adamlarından fetvalar alındı... Binlerce Alevi yok edildi... Çaldıran'da yapılan savaşı kazanan Yavuz Doğu Anadolu'yu yörenin aşiret lideri İdris-i Bitlisi'ye bırakarak II.düşmanı olarak gördüğü yine bir Türk devleti olan ve Alevilikle ilgisi olmayan,Sünni niteliklere sahip Suriye-Mısır Türk imparatorluğu olan Memluk devletine saldırdı...
Mercidabık savaşında Memlük Türk sultanı Kansu Gavri öldü... Ordusu Mısır'a çekildi...
Yeni seçilen (evet seçilen) Sultan Tomanbay dirayetli bir komutan olmasına rağmen teknolojik üstünlüğe sahip Osmanlı Türklerine direnemedi...
Memlük toprakları Osmanlı Devletine katıldı...
Bu savaşlar 1514-1517 yıllarında cereyan etti. Zaten Yavuz'da 1520 de vefat etti.
Aslında Yavuz bağnaz değildi... Din mezhep ayrımı yapmazdı... Ancak siyasetini yürütebilmek için bu konuyu malzeme olarak kullanmıştır sanıyoruz... Çünkü bir Yahudi doktoru Sarayın baştabibi yapmış, Maliye bakanlığını Yahudilere teslim etmiş,atadığı her valinin yanına bir Yahidiyi mali danışman olarak görevlendirmiş ve hazineyi gerçekten çok güçlendirmiştir...
Ve hatta sıkı durun Kudüs ve çevresine yerleşmeleri Memluklerce yasaklanmış olan Yahudilerin Filistine yerleşmelerine onay vererek,bu günkü İsrail'in oluşumuna sebeb olanların arasına istemeyerek katılmıştır.
Mısır Osmanlıların eline geçince Afrikayı dolanarak Hint Okyanusuna çıkan Portekizlilerle mücadelede Osmanlı başarılı olamamış,Güney Arabistan,Afrika ve Hindistan portekiz ve diğer hristiyanlarının işgaline uğramıştır... Gerçi bu konuda Memlük Türk Devleti de başarısızdı ama İstanbul bölgeyi fazla umursamamış ve denizaşırı politikalar üretememiştir.
Büyük Sultan Yavuz Selime rahmetler dileriz...
III. KÖprüye isminin verilmesi,mezhepçi politika yapıldığı kanaatinin uyanmasına sebeb olduğundan isabetli olmamıştır... III. Köprünün adını birleştirici roller oynayan Mevlana gibi Hacı Bektaş Veli gibi,Yunus Emre gibi bir isimle değiştirmek yararlı olacaktır.
Hitler
1889-1945 Yılları arasında yaşayan ünlü Alman diktatör veya tek adam...
Politikacı, iyi konuşan yazan resim yapan ikna gücü yüksek bir siyasetçi...Yapılan seçimlerde büyük başarı göstererek Almanya'da önce başbakan sonra Führer yani lider sıfatıyla tek adam oldu.
Ekonomide yol inşaatıyla kendini gösterdi... Tren yolları,gemiler uçaklar yaptı... Halkın sevgisini kazandı... Kurduğu örgütlerle muhaliflere hayat hakkı tanımadı...Basın hürriyetinisıfırladı... Kitapları yaktırdı...
Almanların üstün insan olduğunu,kendisinin ise melek Mikail tarafından görevlendirilmiş,insanlığın kurtarıcısı,Hıristiyanlığın düzelticisi olduğu inancındaydı...
Almanya'yı ve bütün Dünyayı II. Dünya savaşına soktu... Bütün Avrupayı ele geçirdi,Avrupa Rusyasını işgal etti... Amerikan gemilerini de batırınca ABD Hitlere savaş açtı...
Dengeler değişti... Almanya yenildi... Alman şehirlerinin tümü bombalanarak yakılıp yıkıldı... Milyonlarca Alman öldü,kayboldu...
Hitler Yahudilerin de düşmanıydı... Onları toplatıp özel hazırlanan yerlerde yaktırmıştı...
Eğer Almanlar onun söz söyleme gücüne kanmayıp ona hayır diyebilselerdi,Alman milletyi böylesi bie acıyı yaşamayacaktı..
Dünya II. Dünya savaşı diye bir olayı görmeyecekti...
20 Milyon civarı insan savaşta acılar içinde ölmeyecekti...
Evet tek adamlar; Saddam gibi, Esad gibi,Kaddafi gibi, Stalin gibi diktatörler hem halklarının hem de Dünyanın başına bela olmuşlar ülkelerine,insanlığa telafisi olmayan zararlar vermişlerdir...
Allah ülkeleri böylesi diktatör veya tek adamlardan muhafaza eylesin...
Umarız Trump böyle bir yanlışa düşmez...
AZERBAYCANLI OLSAYDIM
Azebaycanda geçen yıl yapılan referandum sonrası yetkileri çok artırılan cumhurbaşkanı İlham Aliyev, cumhurbaşkanlığı baş yardımcılığına karısını atamış...
Bu durumu eleştiren TV kanalının da yayımına hemen son vermiş... Acaba oğlu var mı? Varsa; Ona hangi görevi verecek bilmiyoruz
Aklıma şam valisi Muaviye geldi... Malum dört halife devri cumhuriyet rejimini krallığa çeviren ırkçı Emevilerin ilk kralı...Hz. Ali'yi hilelerle safdışı ettikten sonra Şam'da kral olan kişi.
Ömrünün sonlarına doğru bütün devlet adamlarına ordu komutanlarına oğlu Yezid'i kral yapmaları için yemin ettiren Sultan...
Ve ölünce oğlu Yezid islam aleminin başına kral - halife oldu... Kendisini halife olarak tanımayan Medine halkını katletti... Kadınlara kızlara tecavüz edildi...
Ve islam dünyası o tarihten beri zalim kralların - halifelerin -sultanların elinde inleyip durdu...Ta ki Mustafa Kemal Türk halkını cumhuriyete kavuşturuncaya kadar...
Evet ben Azerbeycan vatandaşı olsaydım geçenyıl yapılan referandumda HAYIR oyu kullanırdım... İlham Aliyev'e karısını cumhurbaşkanı baş yardımcısı yapma yetkisi verilmesini engellemeye çalışırdım.
Muaviye ve Ali döneminde yaşasaydım da mutlaka Ali yanlısı olurdum...
DİYANETTEN OLUMLU ÇALIŞMA
Ezan ve sala ile ses cihazlarının kullanımı konusunda diyanet çalıştay yapıp halkın şikayetlerini değerlendirdi
Merkezi ezan sistemi, ezanın güzel okunması konusunda eğitici çalışmalar ve atamalarda güzel okuyuş kriterinin
daha fazla dikkate alıncağı belirtildi.
Ayrıca bir çok camide yüksek sesle okunan ezan ve salalar için ses şiddetinin 80 desibeli aşamayacağı kararı alındı...
İnşaallah uygulamada bir proplem yaşanmaz ve ezan sala layık olduğu veçhile güzel sesli imam veya müezzinler tarafından veya güzel kayıtlardan okunur...
İLHAM TOHTİ
Bu ismi ben yeni duydum... Doğu Türkistanlı,yani Uygur Türkü bir akademisyen... İsteği Çin Anayasasının ve yasaların tarafsız bir şekilde uygulanması ve bu sayede Doğu Türkistanın da Çin'de artan refahtan yararlanması....Ama Çin hükümeti her baskıcı hükümet gibi akademisyenlerin önerilerine kulak vereceği yere,çözümü onları hapise tıkmakta buluyor...
İlham Tohti ülkesinden kaçmadan halkının haklarını yani çinlilerle eşit olmaları mücadelesini sürdürüyor. Öyleki Türk Tv ve basını (yeniçağ hariç) onu haber bile yapmazken.bakınız İsveçli müzisyen onun hakkında nasıl bir şarkı yapmış...(Yani sesini biz Türkler duymamışız yani bize duyurulmamış... Gazze'den sıra gelmiyor tabii ki)
Gördün geleceklerini- ama kaçmadın
Hatta açtın kapılarını ardına kadar
İşte belki de bu yüzden
Terk etmeyeceğim seni
Sevgi varsa-ışık da vardır
Kandilimiz yanacak-lambalar sönmeyecek
Sen dönünceye kadar
Adını yazacağız gökyüzüne
Veorada parlayacak o yazı
Sen dönünceye kadar
Joe Hamilton (isveçli müzisyen)
Evet İlham Tohti gibi cesurların sesi yaygınlaşmalı ki Çin ve diğer zulüm kaynağı devlet ve kişiler doğruyu görebilsinler...
Hayırlısı hem ülkemiz hem Türkistan için ...
İNCİTME
Hazer kıl kırma kalbin kimsenin canını incitme
Esir-i gurbet-i nalan olan insanı incitme
Gönül ayinesin silmek gerektir kalb-i agahe
Muhabbet şemsi doğmuşken,ne lazım mihr ile mahe
Ne müşkil hacetin varsa heman arzeyle Allah'e
Der-i Mevla dururken bakma Lütfi başka dergahe
Felekde hasılı insan isen bir canı incitme..
ALVARlı Efe Hazretlerinden alıntıdır.
Hazer kıl kırma kalbı yazıp Googlede tıklarsan ilahi olarak muazzam okunuşunu dinlersin
Kulyanar
AÇIKLAMA
Barış yap kalp kırma kimseyi incitme
Pişmanlık gurbetinin esiri olan insanı incitme
Gönül aynasını kırmak gerekir kalbi uyanık olanlara
Muhabbet güneşi doğmuşken ne gerek güneş ve aya
Ne zor dileğin varsa hemen Allah'a arz et
Mevla kapısı-devleti dururken sakın başka kapılardan medet umma
Kainatta işin özü; eğer insansan kimseyi incitme
İslam Demokrasisi (4 Halife Devri ) Nasıl Sonlandı
632 Yılında islam peygamberi Muhammed aleyhisselam vefat edince, Medine halkı Hz Ebubekri halife-Devlet başkanı seçti. Sonra 634 de Ömer Ra ve 644 de Hz Osman seçimle başkan oldu. Hz Osman'ın Medine'de ayaklanan bir grup müslüman tarafından öldürülmesi üzerine Hz. Ali R.a. başkan seçildi. İslam devletinin Şam-Suriye hariç tüm halkının desteğini aldı... Şam'da Muaviye valiydi... Ulul emre karşı gelerek,peygamberin damadı,Allahın aslanı lakaplı,ilim hazinelerinin kapısı olan Ali'nin başkanlığına karşı çıktı...
Meşru başkan Ali ile vali Muaviye arasında yapılan savaşta Muaviye; Amr ibnül As'ın önerisiyle Kuran'a çok büyük saygısızlık yaparak kuran sayfalarını mızrakların ucuna taktırıp,Hz. Ali ordusuna karşı durdu.. Alinin askerleri Kuran'a kılıç çekmeyiz dediler savaş berabere bitti,iş hakamlere kaldı... Hakem olayında Hz Ali'nin iyi niyetli hakemini Muaviye'nin yalancı ve hileci hakemi Amr kandırdı...
Muaviye şam'da halifeliğini ilan etti..
Hz Ali düzeni sağlamak için çalışmalarını sürdürdü.Bir grup müslüman islam ülkesindeki bölünmüşlükten Muaviye,Amr İbnül As ve Ali'yi sorumlu görüyordu ki bunlar haricilerdir. Dediler ki üçünü öldürelim böylece kargaşayı önleriz... Ali sabah namazına giderken cami girişinde ağır yaralandı. Üç gün sonra şehit oldu... Muaviye ve Amr ise... Birisi namaza gitmediğinden kurtuldu,diğeri hafif yaralandı...
Alinin yerine Hasan seçildi... Ama Muaviye Hasan'la mücadeleye başladı. Hasan kan dökülmemesi için başkanlıktan vazgeçti. Ama Muavi'ye Hasan'ı zehirleterek öldürttü.. Sonra Muaviye islama en büyük kötülüğü yaptı... Oğlu Yezid'i yerine kral olarak tayin edip,devlet adamlarına yeminler ettirdi... Ölünce 681 de Yezid müslümanların kralı oldu... İslam devletinde DEMEOKRASİ böyle katledildi.
Müslümanların çoğu bu sefihi ayyaşı yeteneksizi başkan olarak tanımadı... Şam ordusu Medine'yi basarak,peygamberin arkadaşlarından yaşayanları öldürdü,Medineli kadın ve kızlara tecavüz ettiler... Hz Hüseyin Mekke'ye Kabe'ye sığındı..
Irak'tan Hz. Hüseyin'i başkan olması için davet ettiler.. Hüseyin Irak-Kufe'ye giderken ailesi ve 72 yakınıyla Kerbela'da Yezidin ordusunca kuşatıldı... Yaz sıcağında su almalarına izin vermediler... Hüseyin ve yakınlarını küçük çocuklar dahil şehit ettiler... Yalniz Zeynep Ra ile birkaç kadın sağ kaldı...
Hz Hüseyin'in başını Şama götürdüler Yezid elindeki çubukla Hüseyin'in dudaklarına vurunca; Zeynep haykırdı..."Ey Melun ben Rasülün o dudaklardan öptüğünü gördüm".. Yezid çekindi...
........................................................
Evet islam Dünyası Muaviye ve Yezidlerden çok çekti... Rabbim bunlar gibilerin zulmünden müslümanları ve tüm insanları koru...
Gezlevi kelimeleri sözlüğü
Daha önce GEZLEVİ KELİMELERİ başlığıyla özellikle Gezlevi'de kullanılan kelimelerden bir demet hazırlamıştım.
Devamını getirmek için şu kış günlerinde hemşehrilerimin akıllarına gelen ilginç kelimeleri iletişimden göndermeleri durumunda unutulması kesin olan birçok kelimeyi kurtarmış olacaklardır.
Gönderenlerin isterlerse isimleri açıklanır isterlerse gizli kalır.
Teşekkürler
Birkaç Gezlevi kelimesi verelim... Sonra inşaallah alfabetik olarak sıralarız.
İklimle İlgili Kelimeler
-------------------------------
soyuk....
ısıcak...
körduman:
yağmır
gar
bulgurcuk
çileşmek
balgam
fuğla furtuna
havanın yokarıdan dönmesi...Hava yokarıdan döndü,garlar eriyecek
hoyraz
gabayel
dumlu:Güneş görmeyen yazın serin kışın soğuk olan genellikle cismin kuzeyinde kalan kısım
güney:Güney yönüne bakan yamaçlar
guzan(g): Kuzey yönünebakan az ısınan yamaçlar
öylenin(g) garangısı :Öğle vakti sıcağın etkisiyle oluşan görmeyi zorlaştıran hava hareketleri... Tam öylenin garangısında öğüme çıkıvirdimi arkadaş goca bir ejdera...( NG...harfini yanyana yazarak sağır n harfini vermek istiyorum... Osmanlıcada sağır ne kef le ifade ediliyordu.Latin kökenli alfabede maalesef yok.)
Birkaç kelime daha
emiz veya evümüz...evimiz yerine
sokak:Evlerin girişindeki geniş sofa
dışarı: Evin dışı
Dışarı gitmek. Helaya gitmek
Gallum gop: Büsbütün (Düşmek fiiliyle kullanılır)
Callum curp: Suya,havuza,dereye ellerinden bacaklarından tutup sallayarak atmak.
dam: Toprak düz örtü... Evvelleri biz çocukken damlarda kış günlerin de (her taraf karlıyken) bile çellik oynardık
çeleng: Toprak damli evlerin damını kuşatan kalın tahta ve domalardan oluşan alınlık
doma: Çelenglerdeki tahtaları tutması için alınlıklara yerleştirilen büyük L şeklindeki kalınca ağaç dalı.. L nin ayağı yukarı bakar.
hatıl: Taş duvarlarda taşların kaymaması için yaklaşık 60-70 cm aralıkla yanlamasına duvara konulan (merdiven şeklinde)yontulmuş 20-25 cm kuturunda ağaç malzeme
eğef.. Toprak damların sudamlatmaması için yağışlı günlerde yuvulması (yuvakla sıkıştırılması) gereklidir... Ağaç kütüğünden veya taştan yapılmış yuvakları çekmek için,yuvakların iki ucunda bulunan yuvağa göre epeyi ince yuvarlak kulaklarına takılan halka
muharı: Baca
Ocaklık: duvara oyulmuş ateş yakma yeri
köşş: Balkon
örtme: Üstü kapalı,üç veya iki,bir cephesi açık mekan
Içardak: Hayvanların muhafazası için ahır önlerinde çitle çevrilmiş alan
çobansalık. Yaylalarda döllük (baharlık) veya güzlük yerlerde hayvanları soğuk ve yağıştan korumak için yapılmış,çoban odası da bulunan geniş ahır... Sugözünde Ahmad Ustanın çobansalığının yıkıntısı duruyoru...
tömsek:tümsek...
40 Yıllık Arkadaşıma,aşkıma.....
Sen arkadaşımsın sensiz hayatım yarım
Sensiz kurak ve çorak bil ki gönül bağlarım
Benim takvimim oldun yılım ayım ve haftam
Ne kadar yaşadım ben sana bakar sağlarım
Yapraklarımız düşer galiba geldik güze
Evlatlar oldu artık torunlar girer söze
Onlarda seni görür ayıramaz hafızam
Hiç ayrılma yanımdan gecem dönsün gündüze
Ve işte can yoldaşım ışıksın gözlerime
Ve sen biricik aşkım esinsin sözlerime
Senin nefesin duysam kaygısız olur kafam
Senle güler basarım dünyanın közlerine
1 ocak 2017 Kalenderhane saat 24.10
Mevlüt yanar...
Kar yağmış bereket yağmış haritadan sildikleri mahalle yapılmış köyüme
Unutmayınca Rabbim devlet unutsa ne unutmasa ne
Gün gelir yine doğar yalnızkayadan güneş
KIzılağaçtaki,Teberikteki bağıma bahçeme
Ey susuzluğunu yoksulun kuyusundan çalan
Ey umutları,uykusunda bile haram kılan insana
Gün gelecek biliyor musun minareler seslenecek
Bir varmış bir yokmuş masalı yinelenecek
Cevaplar nasıl seri ki sorularıbiz sormadık
Zor da olmasalar gerek, köpekler kuyruk sallarsa
Zemheride karlar içinden gözleri kıpkırmızı kurt
Köyün içine dalmazsa.
Mutluluk budur işte ocağa uzanan ayak veya sobaya uzanan el
Gel adı bilinmez şairin dediği gibi kim olursan gel
Bekleme seni yüceltip resmini assınlar başköşeye
Sen rahat uyu ballıca veya kuyucakta veya sevdiğin nereyse
Umursama dertleri umursama yokluğu
Zaten kendisi yokluktur dünyanın niye öldürürler yok için yokları
Ve vardır sadece sevgi barış kardeşlik
Dört kitabın manası da budur der Yunus anlamaz okumuşları
Kafiye redif ararsan boşuna,yaşanmışlıkta
Onlar vakit alıcı faydasız meşgaleler
Şiir içinden geldiğince söylemektir
Ve çoğu zaman susmasını bilmektir
myanar zemheriye iki gün var...
O zaman günlerden 19 Aralıktır veya Kasımın 39 udur...isanın doğumundan 2016 sene sonrası.
Ve İsa'nın doğumu kutlanacak Dünyanın büyük yarısında 5 gün ve 17 gün sonra... Malum katoliklerin orgu başka çalar ortodoksların tütsüsü başka kokar...
Frohe Weihnachten
Joyeux anniversaire de Jesus
GEZLEVİ
Gezevi ismi öztürkçedir. En az 500 yıldır bu güzel ülke köşesi köyümüzün ismidir.
1967 Yılında ilkokuldan mezun oldum. Diplomamda Gezlevi köyü ilkokulu yazması bana büyük mutluluk vermektedir.
Yine 1960 yıllarının sonunda ülke çapında köylerin isimlerini değiştirerek birlik beraberlik sağlayacaklarını düşünen çapsız insanlar Hadim köylerinden Gezlevi'nin ismini kaba saba estetikten mahrum tarihsel ve coğrafi bir anlam taşımayan Korualan 'a çevirirverdiler.
Yıllarca içimiz burkula burkula Korualan adını kullandık. Ama hep eski adı Gezlevi'ydi diyerek köyümüzü tanıtma gereği duyduk.
Gezlevi adı tarih ve coğrafyada varolmak demektir. Gezlevi adı Aşık Ömer gibi Türk şiirinin zirve isimlerinden birini yetiştiren diyar demektir. Gezlevi ismi Gezlevi namıyla tanınan müderris ve birçok bugün adını unuttuğumuz alimin memleketi demektir.
Korualan Gezlevi ismi yanında güdük ve çapsız kalmakta sadece günceli yaşayan delikanlıların beyninde köyümüzün ismi olarak yer etmiş durumdadır.
AKP iktidarını icraatlerini % 95 oranında zararlı bulan ve şiddetle eleştirmeme rağmen yaptığı güzel işleri görmezliken gelmeyi objektif olma dürüst olma hayat felsefeme ters saydığımdan açıkça ifade ederim. Mesela yaz saati uygulamasının yıl boyu sürdürülmesi kararı çok yerinde olup gönülden teşekkür ediyorum enerji bakanına, mesela köylerin eski isimlerinin iadesine imkan sağlayan düzenlemeyi yapan AKP kadrolarına teşekkür ediyorum, en çok da bu düzenlemeyi dikkate alarak KORUALAN gibi oduna benzeyen bir isimden GEZLEVİ gibi estetik sanatsal bir isme dönüşümüzde büyük emeği olanlara başta başkan Hadimioğlu'na teşekkürlerimi sunar isim konusunda ve ilçe geneline yönelik faydalı çalışmalarında yanında olacağımızı belirtiriz.
Sayın Başkan zannedersem cumhurbaşkanlığına 480 imzali Korualan ismi değişmesin amaçlı bir dilekçe sunulmuş. Ciddiye almayınız ve size üst makamlardan ulaşacak araştırma çalışmalarında bu 480 imzanın hatır gönül hesabıyla yeğenimim hatırı kırılmasın,işimiz düşer sonra mantığıyla verildiğini hatırlatarak cevap hazırlayınız. Ayrıca son birkaç seçimde AKP ye oy vermeyen benim bile destekçiniz olduğum da gözden uzak tutulmasın.
Sayın başkan Gezlevi ismi kalıcı olarak pekiştirilmelidir. Ancak ismi değiştirilen köylerde yaşayan halka isim değişikliğinden kaynaklanan maddi külfet getirilmemesi için gerekli mevzuat düzenlemelerinin yapılması yolunda gayret sarfediniz üst makamlara hatırlatmalarda bulununuz.Bunları yaptığınızı bilmemize rağmen halkı bu konuda mağdur olmayacaklarına dair ikna ediniz. Öyle propoganda yürütülüyor ki kimlik tapu vesaire değişiminden söz edlmektedir. Aynen büyükşehir yasası uygulamalarında olduğu gibi değişimler için en az 10 yıllık bir süre öngörülmelidir.
Sayın başkan Hadim eskiden ERmenek ile Sarıoğlan arasının bölgesel isimydi. Şİmde bu ismin sadece Taşpınar,Armağanlar,Hocalar ,Aşağı Hadim mahallelerinin bir ismi olması anlamına gelecek ayrılıkçı yatırımları öncelikli kılmayınız. Hadim Gülventten Zaladın'a kadar her yerin adıdır.
Gezlevi adını kalıcı kılacak her kurum ve kişiye minnettar olacağımızı ifade etmek kaçınılmaz bir görevdir
(Büyükşehir yasasına karşı olduğumuzu bu yasayı demokratik ve reel bulmadığımızı,kalkınmayı engelleyici unsurlar içerdiğini,üretim ve yatırım maliyetlerini artırdığı görüşünde olduğumuzu Kulyanar olarak tekrarlarız.)
Kurban bayramızı kutlar esenlikler dileriz. Kulyanar
GEZLEVİ KELİMELERİ
Alabula=Baştan savma (Bulaşıkları alabula yıkamışşın.) |
Alaca=Çizgili pamuklu kumaş |
Alalı bulalı= Rengarenk |
Arıbeği:Kraliçe arı |
arkasında havuz gibi su toplanan set |
Aş = Pilav,yemek |
Ay = Dünyanın uydusu,senenin onikide biri,seslenme edatı (Ay cice,ay öğretmenim) |
Bağır =Sine göğüs |
Basdırma = Meşe yapraklarının karlı günlerde hayvanlara yedirilmesi için güzün kesilip dallarıyla üstüste yığılması (Basdırmayı götür git,geçilerine yedirirsin) |
Basma = Biçilen otların kuruması için dikdötrgen şeklinde oluşturulan öbek (Ot yoğumuş canım,dörtceğiz basma oldu.),Pamuklu bir çeşit dokuma.(Gız getir bakalım ağayın aldığı basmayı.) |
Bend = Suları arklara çevirmek için yapılan set |
Bicik:Meme |
Bişşek:Tulukta yoğurdu dövmeye yarayan ucunda delikli tekerleğe benzeyen kısmı bulunan uzunca sopa. |
Böğet = " " " veya yüzmek için |
Böğür = Yan karın boşluğu.(Böğrüme bir vurdu,öleceğim sandım.) |
Bunar:(n harfi sağırdır) Çeşme |
Bük (Büküntü):Viraj,kıvrım. |
Curba:Üzüm küsbesi |
Çaylak:Yaş ve genç meşelerden eylenen odun. |
Çen çen çenilemek=Bir büyüğe karşı saygısızca alay edercesine karşılık vermek |
Çiğin:Omuz |
Çoka=Tarlaların taşının toplanıp yığıldığı taş çakıl öbeği |
Çöğür:Kuşburnu çalısı |
Dağar= Üzüm şırasının doldurulduğu büyük küp. |
Dasdar = Baş örtüsü |
Değirmi=Yuvarlak |
Dekecik:Her yıl 9-10 kasım günleri teke katımı dolayısıyla akşamları kapı kapı dolaşılarak,bir sopaya dizilmiş çanları çalarak,maniler söyleyerek yiyecek toplama ve bunları yeme şenliği.(Bildiğim kadarıyla size dekeciği uzun uzun anlatacağım.) |
Dıkı = Az |
Dıkıcık = Azıcık |
Dıkım = Az,lokma (Bir dıkım yemedi,çok hasta.) |
Dışarı gitmek:Helaya gitmek anlamı da taşır. |
Doma = Toprak damlı evlerde çelenlerin düşmemesi için kullanılan L şeklindeki ağaç dalı.
Doşu: Singin... Yerine tam yerleşik,uygun,kibar,göze batmayan,kalabalık etmeyen..(Domdoşu: Pekiştirilmiş...Daha çok doşu) |
Duzlugara:Islatılmış nohudun ters çevrilmiş ekmek sacı üzerinde tulu olarak kavrulmasıyla elde edilen çerez. |
Elikesik:Dalları kesilmiş sadece gövdesi kalmış ağaç. |
Ellelem:(Arapçadaki Allhüağlem=Allah bilir deyiminden bozulmuş olabilir.) herhalde, galiba anlamlarında kullanılır. |
Erekmeği = Sahur yemeği |
Erekmeği:Sahur
Evtüklemek: Oyalanmak,vakit geçirmek için amaçsız birşeyler yapmak. (Evtük: amaçsız yavaşça yapılan iş) |
Gabağaç:Meşe |
Garaman daşı;Ateşte ısıtılmış karartılmış taşla gece oynanan bir oyun.
Garsamba: Karışık durumda... Luzumsuzca yer işgal edilmiş olan... " Bu nasıl garsamba? Şurayı bir toplayıver,imzalayıver." |
Gavut:Kavrulmuş tahıllar ve nohutun öğütülmesiyle elde edilen bir kış yiyeceği.Genellikle pekmezle karıştırılarak yenilir.(Ağzında gavut mu basılı gonuşsana!) |
Gayış atma:Düğen sürerken boyunduruk kayışını güçlü olan öküzden tarafa geçirme.Yükü başkasına atma. |
Gedeve:Arklardan tarla ve bahçelere su ulaştırmak için açılan gedik |
Gerpelit.Palamutları uzun ve tatlı olan pelit.Meşe çeşidi. |
Gıllıbicik:Gezlevi efsanalerinde halkı ve bilhassa kadınları rahatsız eden iri,çirkin,kıllı,bicikleri sarkan,rahat yürümek için biciklerini omuzlarından arkaya atan yaratık.Dağ adamı. |
Gilik: Çok ufak(Genellikle patetes için kullnılır)
Girebolu: Prepolis.. Arının ürettiği esmer sakızımsı madde.. Kovan çatlaklarını vesaire kapatır bununla
Gırıtmak: Soğuk havalarda ne yapacağını kestiremeden gereksizce omuzları kaldırarak beklemek. |
Goyak:Küçük sulu veye susuz vadicik. |
Goza:Çam,köknar kozalağı |
Gökgevur: Tam gevur |
Gömeç:Bal peteği (Bilhassa kütük kovanlarda) |
Göynek:İç çamaşırı,atlet. |
Haba:Yünden yapılmış kazak ceket arası giysi. |
Hakır hakır gülmek=Kahkahalar atarak gülmek |
Hale:Hela |
Hevenk:Bağbozumunda bazı üzüm salkımlarını dalında sonradan yemek için bırakma. |
Horzan:Erkek arı |
Huddu:Çok küçük toprak çömlek. |
Hümermek:Süsecek öküzler gibi yan yan bakmak |
Iltar: Çul ve Çuval dokunan kıl ip parçası |
İlanbıçağı.İlkbaharda yeşeren geniş yapraklı hayvanların yemediği bir ot.(İlanbıçağı aşını yerken çinnemeyeceksin ha!Yogusa dilini burar) |
İlki:Henüz ağaç olamamış meşe ağaççıkları. |
İnecek=Merdiven
İşing ongsun: İşin hayırlı,iyi sonuca ulaşsın |
İşlik:Gömlek. |
Kekre:Olgunlaşmamış ekşi |
Kömbe:Somun ekmek |
Maşat:Dini sorumluluğu olmayan düşük vesaire ceninlerin bırakıldığı çokanın bulunduğu alan.Şimdi garaj ile belen arasında kalan mıntıka. |
Mısmıl=Özenle |
Muharı:Baca |
Mühlüm:Bal peteklerinde bulunan çiçek tozu. |
Müzmağıl etmek:Çok kötü duruma getirmek. |
Nahıl:Nasıl
ongmak: Mutlu başarılı hayırlı olumlu olmak. |
Pılıpırtı=Eşyaların ekserisi |
Pırtı=Ev eşyası |
Poduk:Deve yavrusu |
Pür:Köknar,ladin,çam gibi iğne yapraklıların yapraklı dalları |
Savak:Büyük ve önemli gedeve |
Selbes,eni,çilçöp,dokuz kiremit:Özel kuralları olan taş oyunları.Top yok iken herkes bu oyunları oynardı.
Singin: Göze batmayacak şekilde. Uygun.. Yerine tam oturmuş. |
Sırt:Vücudun iki omuz arası,bele doğru olan kısım.Çamaşır. |
Sokak:Evlerin girişideki genişçe alan.Sofa ,antre. |
Söbü: Elps şeklinde |
Su dökmek:Tuvalet ihtiyacını gidermek.(Büyük ve küçük) |
Susam:Zambak |
Sümbül:Kardelen |
Sümeye=Boşuna |
Tımlı: Sapı olmayan bıçak |
Tirki: Küçük yemek tepsisi |
Tuluk:Keçi derisinden yapılan ayran veya su,pekmez kabı. |
Turfan:Topraktan yapılmış yoğurttan ayran yapmaya mahsus bir deliği bulunan geniş ağızlı büyük testi. |
Tütmek:Kokmak.(Gezlevi de genellikle kötü kokular kokarlar,iyi kokularki bunlara tütü denir,türül türül tüterler) Hafif hafif duman çıkarmak.Bacası tütüyor gibi. |
Ülüya: Öyleya, değil mi? |
Yannık:Oğlak derisinden yapılan ayran veya su kabı |
Yantırı: Yamuk eğri konumunda olan |
Yassı:Geniş ve düz. |
Yassılmak:Kaçmak ,toz olmak.Yaslanmak. |
Zevle:Çift veya düğen sürerken öküzlerin bonuna boyundurukları bağlamak için kullanılan yay şeklinde bir ucu budaklı,bir ucunda ıltarla bağlamak için çentik açılmış ağaç dalı |
Zılmak: Uzaklaşmak, gözden koybolmak
Çelebi:Geline göre kocanın erkek kardeşi.Kayın
Böyükana:Amcanın hanımı
Yüklü:Hamile
Vurgun:Aşık
Müzmağıl:Periperişan
Yanıgara:Sebze ve meyvelerin yanlarında görülen renk değişikliğiyle tanımlanan hastalık
Boğuk:Meyve ağaçları ve sebzelerde meyvenin yetersiz besin nedeniyle büyüyememesi
Alarmak:Kirazların kızarmaya başlaması
Ermek:Tarım ürünlerinin olgunlaşması
Bıngıldak:Bebeklerin başlarının ön kısmında henüz kemikleşmemiş yumuşak kısım
Aydaş:Aynı ayda doğanlarda görülen ishal ve zayıflık haliyle tanınan hastalık
Sökel:İshal
Hıra:Çok zayıf
Salalık:Bebeklere takılan önlük
Tellik:Başa giyilen kenarlıksız giysi
Gabara:Kundura altlarında kaymayı önleyen çivilerden her biri
Gatir:Topaçtan daha büyük ve kırbaçla çevrilen oyuncak
Çingil:Küçük üzüm salkımı
Esiranı:Teknede hamur sıyırmaya yarayan üçgen şeklindeki demir alet
Sinne:Hayvanlara yük yüklemek için urganın özel bir hazırlanış şekli
Gocacık:Semerlerin ön ve arka kısımlarında urganların takılmasi için hazırlanmış çengelimsi ağaç çıkıntı
Büzme paça:Lastikle büzülmüş paça
Çalma don:Pantolon paçasına benzer paçalı don.
Büre:Pire
Keseğen:Gelincik (hayvan)
Kelten:Kertenkele
Gosmar:Keler
Keleni:Kırlarda yaşayan ekinlere zarar veren büyükçe fareye benzeyen memeli hayvan
Ütme:1.Buğday gibi başaklı bitkilerin başaklarını ateşte tutarak tanelerini kavurmak.2.Oyunda yenmek.3.Kelleyi ateşe tutarak kıllarını temizlemek
Keşik:Sığır davar gibi hayvanların sırayla güdülmesi (Otlatılması) Bahçelerin sırayla sulanması
Değişik:Komşuların sağdıkları sütleri belli ölçme usulleri ile birbirlerine vermeleri
Süt çöpleme:Değişikle birbirlerine verdikleri sütün bir müddet sonra aynı kaplar ve süt çöpleri kullanılarak ölçülmesi ve herkesin eşit miktarda süt almasını sağlayan sistem.
Bostan:Salatalık
Akıda: Çok kıvamlı pekmez.
Curba:Üzüm küspesi
Gillik:Küçük yuvarlak şey.Kiraz,ardıç gilliği veya koyun gilliği gibi
Mayıs.Cıvık hayvan boku
Döküntü:Oğlak ve kuzu sürüsü.Her ailenin birkaç kuzu ve oğlağının toplanmasıyla oluşur.
Tebelleş.Birisini istemediği halde işinden alıkoymak ona sataşmak,bela olmak
Likirdemek:Yerinde duramamak,sürekli hareket etmek
Süygün:Filiz
Sölpük.Çok yorulmuş,güçsüz
Sarılmak:Kucaklamak,sevişmek
Çekme ekmeği:Buğdaydan yarma yaparken oluşan undan yapılan ekmek
Helke:Madeni ve saplı süt su kabı
Huddu:Küçücük toprak yoğurt kabı
Kile:Zahire ölçüm kabı. Yaklaşık 4 kğ.lık.
Batman:Pekmez ve ayran gibi sıvıların ölçüldüğü kap.Yaklaşık 12 litreliktir.
Yanık:Oğlak derisinden yapılan sıvı kabı
Tuluk:Keçi derisinden yapılan yayık ve sıvı kabı
Şeytanlık:Evlerde yüklüğün yanına gizlenmiş banyo yapmaya yarayan dolabımsı yer
Çengsi:Bozuk tad.Gövermiş bozulmuş patates tadı
Kekre:Bozuk tad.Kekre otu tadında.
Buruk:Bozuk tad.Yılan bıçağı aşı tadı
Hesilemek.Nefes nefese kalmaK
Çileşmek:Çiselemek
Çilemek:Tohumu uygun şekilde serpmek
Civciklemek:Bir şeyi çöp veya sivri bir şeyle oynamak deşelemek
Büllü:Tavuk serçe vs yavrusu
Ismarıç:Sipariş
Külçe:Arifelerde yapılan iki göde (Kalın) ekmeğin arasına pekmez ve unla yapılmış kıvamlı tatlının sürülmesiyle yapılan özel yiyecek.
Öyme:Ekmek kırıntılarının yağ ve yumurta ile ateş üzerinde karıştırılarak yapılan yiyecek
Boğarsak:İneklerin çiftleşme zamanı
Mavsuk:Kedilerin çiftleşme dönemlerinde ki hali
Yanal: Yüzü kulakları Kumral keçi
Gerce :Kulakları kır olan keçi
Sekili:Ayakları beyaz siyah keçi
Sakar Alnı siyah beyaz keçi ve sığır
Çomu:Kulakları küçük ve başa yakın keçi
Gabış:Boynuzsuz keçi koyun sığır
Gonur:Kumral renkli sığır
Gökülü:Gözleri ve baş kılları mavimsi keçi
Çalgıç:Karamık çalısından yapılan büyük ve uzun süpürge
Çalgıçlama:Süpürme (Çalgıçla)
Yağrın: Omuzdan aşağısı bele kadar
İmanevi:Göğüs sine
Bakla:Fasülye
Akbakla:Kuru fasülye
Abdal baklası:bakla
Babılcan:Domates
Gara babılcan:Patlıcan
Garagilik:Ekin tarlalarında birlikte yetişen siyah yuvarlak taneleri olan tahılın kalite ve tadını bozan bitki
Göremez:Çavdar ve Buğday karışığı zahire
Zehre:Tahıl
Dağar:Büyük üzüm şırası kabı (Topraktan)
Ülük:Ibrıkların suyu az miktarda akıtması için yapılmış dar delikli çıkıntı
Bülük:Çocuk cinsel organı
Susak :Tahta su içme kabı
Daldız:Yuvarlak kovan yapmak için ağaçların içini oymaya yarayan uzun saplı kavisli kesim yeri bulunan araç
Kümük:Sapı ve ağzı kırılmış toprak yağ kabı.Kısa boylu
Ümük:Boğaz
Yağlık:1.Mendil 2.Yumruları yenilen bir çeşit ot
Osurgan:Yumruları yenilen bir çeşit ot
İletir:Yeraltındaki yumruları yenilen bşr çeşit ot
Cığışkan:Taze yaprakları yenilen ot
Cığıştı:hafif rüzgar yaprak kuru ot sesi
Gıbıştı:Kıpırtı
Belermek:Gözlerini iri iri açarak korkutmak için öfkelice veya şoktaymış gibi bakmak
Yüzünden zift damlamak:Suratı asık olmak
Bellemek:1:Öğrenmek 2.Aşık olmak
Göt döşeği Minder
Harar:Büyük çuval
Zağar:İşsiz güçsüz gezinen.Köpek
Mesmet.Ekmek tahtası
Nelik netelik:Lazım olacak diye saklanan
Bulgurcuk.Küçücük dolu yağışı
Topla:Patates ve şalgamın kabuklu olarak haşlanması
Zırlak:Pütürsüz,kaygan
Gövelek.Sığırları rahatsız eden yaz sineği Armut gibi ağaçlardaki asalak ökse otu
Guyrukölü:Akrep
Böcü:Böcek
Bise:Ağaçlardan elde edilen hastalık tedavisinde kullanılan katı katranımsı madde
Gatran:Katran ardıcından elde edilen uyuz gibi hastalıkları geçiren kıvamlı siyah sıvı
Gırıntı:Çerez
Çerez:Leblebi
Yüz kömbesi:Rumi takvime göre kasımın yüzüncü günü ocakta külde pişirilen büyük yuvarlak somun ekmek. Tahminen miladi şubat ayı yimisine tekabül edebilir.
Ataşlı esgi:Ucunda ateş olan odun parçası
Ölçermek:Ocakta yanan odunların daha iyi yanması için düzeltilmesi
Odun vurmak:Sobayı yakmak odun ilave etmek
Kümpül vurmak:Ocağa patates pişirmek için tencereyi içinde patatesle birlikte koymak
Atlamak:Sıçrayıp geçmek.Soymak
Köş:Balkon
Örtme:Direkler üzerine yapılmış damla örtülen hayvan barınağı
Sayacak:Tencere koymak için yapılmış üç ayaklı demir araç
Yuvak:Toprak damlarda kullanılan ağaçtan büyük merdane
Eğme:Yuvakları çekmek için iki tahta halkanın uygun bir kavisli agaç dalıyla birleştirilmiş hali
Yuvma:merdaneleme
Kürüme:Kar ve toprağı bir yerden kürekle uzaklaştırma
Yayasa:Küçük yere yakın duran büyüyememiş meşe ağacı
Elikesik:Dalları kesilmiş sadece alt gövdesi kalmış ağaç
Doru:Ağaçların zirvesine uzanan düz ve biçimli kolları veya yerden yükselen ev örtmeye direk yapmaya uygun ağaç
Toğ:Ağaçların zirve kısımları
Cezir:havuç
Cıvlak:Saçsız,ormansız
Hıkgık:Hıçkırık
Hok gurup ağlamak; Bir kenara çekilip yüksek sesle abartılı ağlamak
gırıtmak:soğuktan etkilenip vucut fonksiyonlarını azaltıp hareketsiz dikelmek
|
|
|
|
bugün 8 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı! |
|
GAM YÜKLERİ İLE YÜKÜMÜZ TUTTUK
Aşık ÖMERden
Gam yükleri ile yükümüz tuttuk
Hicran katarının kervanıyız biz
Feleğin ağusun aşında bulduk
Mihnet tekkesinin mihmanıyız biz
Hakikat yolunu tutmuş gideriz
Kemlik edenlere iy'lik ederiz
Hazret-i Hüda'nın emrin tutarız
Rah-ı hakikatın rehvanıyız biz
Ey Ömer aşk ile irfan yoluyuz
Serv-i tubaların servi dalıyız
Bizi sevenlerin biz de kuluyuz
Sevmiyenin şah ü hakanıyız biz
Bağrıma Ekin Tohum
Bağrıma ekin tohum
Yeşersin sakin ruhum
Milyonlarca yıl ben de
Yemyeşildim mutluydum
Canlılar gezdi tende
Sevgiliydim kutluydum
Bana ekseniz tohum
Gülümser temiz ruhuım
Ağaçlıydım ev oldum
Dallarım kuşa yuva
Sincaplara üst yoldum
Şen şakraktı dağ ova
Hasretim verin tohum
Murada ersin ruhum
Sel götürmesin beni
Sular şarkı söylesin
Yel üfürmesin emi
Çiçeklerle söyleşin
Bir kazma ve bir tohum
Sabırsız bekler ruhum
11.Şubat 2008
Mevlüt Yanar
Erişilmez
Bir erişilmeze duyulan özlem
Ruhları ateşte tava getirir
Dünya avucunda hükümdar olur
Belki mevlasına çabuk yetirir
Mevlüt Yanar
HADİM ADININ KÖKENİ
Hadim adını Keykubad’ın valisi Kamerüddin Hadim Bey den almıştır. (Büyük Sultan Alaaddin Keykubad Hadim Ermenek üzerinden Silifke’ye ordu yürütüp bölgeyi Ermenilerden temizleyince Kamerüddin Hadim Lala yı yöreye yönetici yapmış, onun başarılı yönetimi bahsedilen yerlerin Hadimeli olarak adlandırılmasını sağlamıştır.
Konuyla ilgili makalem Hadimin sesi gazetesinde 1994 te yayımlanmıştı. Bu konuda ipucu bilgileri Prof Osman Turan ın “Selçuklular Zamanında Türkiye” adlı eserinde bulunmaktadır.) Selçuklu sonrası Hadim İli Karaman Beyliğinin vatanı olunca İklim-i Karamanın bir parçası olmuş ve önemini yitirmiştir. Ancak idari birim olarak Merkezi bazen Pillonda (Taşkent-Pirlerkondu-Philedelfia…), bazen Hadim olmak üzere varlığını sürdürmüştür. 18.Yüzyılda Ebu Said Muhammed Hadimi’nin ülke çapında bilim ve tasavvuf adamı olarak ünlenmesi Hadim’i de Osmanlı Ülkesinde hatırı sayılır konuma yükseltmiştir. Zaman zaman Karaman ilçesine bağlanan Hadim 1926 da Hakettiği ilçelik ünvanını tekrar kazanmıştır.
http://www.gezlevi.com/2014/01/hadim-adinin-kokeni-hadim-nedir-nedemek/ |
|
|
|
|
|
|
GAM YÜKLERİ İLE YÜKÜMÜZ TUTTUK
Aşık ÖMERden
Gam yükleri ile yükümüz tuttuk
Hicran katarının kervanıyız biz
Feleğin ağusun aşında bulduk
Mihnet tekkesinin mihmanıyız biz
Hakikat yolunu tutmuş gideriz
Kemlik edenlere iy'lik ederiz
Hazret-i Hüda'nın emrin tutarız
Rah-ı hakikatın rehvanıyız biz
Ey Ömer aşk ile irfan yoluyuz
Serv-i tubaların servi dalıyız
Bizi sevenlerin biz de kuluyuz
Sevmiyenin şah ü hakanıyız biz
Bağrıma Ekin Tohum
Bağrıma ekin tohum
Yeşersin sakin ruhum
Milyonlarca yıl ben de
Yemyeşildim mutluydum
Canlılar gezdi tende
Sevgiliydim kutluydum
Bana ekseniz tohum
Gülümser temiz ruhuım
Ağaçlıydım ev oldum
Dallarım kuşa yuva
Sincaplara üst yoldum
Şen şakraktı dağ ova
Hasretim verin tohum
Murada ersin ruhum
Sel götürmesin beni
Sular şarkı söylesin
Yel üfürmesin emi
Çiçeklerle söyleşin
Bir kazma ve bir tohum
Sabırsız bekler ruhum
11.Şubat 2008
Mevlüt Yanar
Erişilmez
Bir erişilmeze duyulan özlem
Ruhları ateşte tava getirir
Dünya avucunda hükümdar olur
Belki mevlasına çabuk yetirir
Mevlüt Yanar
HADİM ADININ KÖKENİ
Hadim adını Keykubad’ın valisi Kamerüddin Hadim Bey den almıştır. (Büyük Sultan Alaaddin Keykubad Hadim Ermenek üzerinden Silifke’ye ordu yürütüp bölgeyi Ermenilerden temizleyince Kamerüddin Hadim Lala yı yöreye yönetici yapmış, onun başarılı yönetimi bahsedilen yerlerin Hadimeli olarak adlandırılmasını sağlamıştır.
Konuyla ilgili makalem Hadimin sesi gazetesinde 1994 te yayımlanmıştı. Bu konuda ipucu bilgileri Prof Osman Turan ın “Selçuklular Zamanında Türkiye” adlı eserinde bulunmaktadır.) Selçuklu sonrası Hadim İli Karaman Beyliğinin vatanı olunca İklim-i Karamanın bir parçası olmuş ve önemini yitirmiştir. Ancak idari birim olarak Merkezi bazen Pillonda (Taşkent-Pirlerkondu-Philedelfia…), bazen Hadim olmak üzere varlığını sürdürmüştür. 18.Yüzyılda Ebu Said Muhammed Hadimi’nin ülke çapında bilim ve tasavvuf adamı olarak ünlenmesi Hadim’i de Osmanlı Ülkesinde hatırı sayılır konuma yükseltmiştir. Zaman zaman Karaman ilçesine bağlanan Hadim 1926 da Hakettiği ilçelik ünvanını tekrar kazanmıştır.
http://www.gezlevi.com/2014/01/hadim-adinin-kokeni-hadim-nedir-nedemek/ |
|