Kaynak gösterilmeden siteden alıntı yapılamaz.
|
|
|
|
|
KULYANAR - Anasayfa Aktarmaları
|
|
|
İSA Aleyhisselam Beytüllahim'de Zemheride doğdu. Gün bilinmiyor.
Katolik hıristiyanlar 24 Aralık (noel-Weichnachten) Ortodokslar 6 Ocak gününü doğum günü sayarlar. Evangelisch- Protestanlar da katoliklerin görüşündedir.
Papa Gregoryen takvimini hazırlatırken ikisinin ortasındaki 1 ocak gününü yılbaşı kabul etmiştir.
Türklerde yılbaşı genellikle sultan navruz dediğimiz 21 mart olarak kabul edilmektedir.
Hicri takvimde ise 1 Muharrem yılbaşı olup her sene 10 gün erken gelir.
Osmanlı mali işlerinde Rumi takvim dediğimiz 21 Martı yılbaşı kabul eden güneş takvimini kullanırdı. Mustafa Kemal yeni Türkiyeyi dizayn ederken eskiye ait değerleri değiştirmekte kararlıdır. Aynı özellikleri taşımasına rağmen Rumi takvimi kaldırmış yerine hıristiyan Avrupanın kullandığı miladı takvimi getirmiştir.
Dünyanın birçok ülkesi modernleşme çabalarını gerçekleştirirken yazılarını takvimlerini ölçülerini değiştirmemişlerdir.İngiltere bile ağırlık ve uzunluk ölçülerinde bizim dünya standartları dediğimiz Fransız ölçü birimlerini kabul etmemiş, okka ve inç gibi ölçülerini kullanmayı sürdürmüştür. Bu yüzden geri ülke damgasını da kimseden yememiştir.
Şimdi herşey iyi güzel de...Bu yılbaşı kutlaması denen virüs ne denli etkiliki yayladaki çobana bile ulaşmaktadır. Bütün dünya içki ve uyuşturucuyu tıbben zararlı kabul ettiği halde bilhassa yılbaşlarında şeytanın elçisi olan içki sanayicilerine nasıl teslim olabilmektedir.
Dindarım diyen,milliyetçiyim diyen ,ulusalcıyım diyen,hümanistim diyen,insanım diyen kitle nasıl olurda aklından uzaklaşmak için ,sağlığını bozmak için ,toplumsal düzeni aksatmak için kısaca insanlıktan çıkmak için nasıl olurda içkiye teslim olur?
Herkes kendi fikrinde olmayanlara "vatan hainliği" gibi bir yafta takarken; doğrusu şöyle olmak gerekmez mi?
---İnsanlığa zararlı olan içki,uyuşturucu ve sigaranın hala reklamını yapıp özendirenler değil vatan dünya-insanlık hainidirler.---
Zararlıya Meşruluk
Yıl nasıl değişirmiş
Yörünge nerden başlar
Görünen birşey yok ki
Her yer bembeyaz kar
Renk renk çiçek açsaydı
Serçeler cıvıldaşsa
Ya da erseydi kiraz
Çimse gölde çocuklar
Hem nasıl eskidi ki
Sıcakta eridi mi
Herhal soğukta dondu
Bir ekledik her yaşa
Çılgınlığa bir zemin
Zararlıya meşruluk
Hazırlar siyasi güç
Akıl kalır kenarda
Allahım ellerimi
sana tam açamadım
İçimden geçenleri
Ayırıp seçemedim
Bize sen yardımeyle
Unutulsun vesvese
Yönüm dönsün kıbleye
Dönsün özüm güzele
Allahım yardım eyle
31.12.1991 Hadim |
|
Mevlüt Yanar
|
|
Yılbaşı veya Yörüngenin Neresi
Sıradanlaşsaydı bir gece daha
Mutluluğum artardı otuzbir aralıklarda
Akarken şişelerden meyler
Bir çocuk ağlar güneydoğuda
Pabuç ister,balon ister
Anasının gözü eski
televizyonda
Allah kahretsin der bu düzeni Allah kahretsin
Sonra çocuğuna döner;
Param yok guzum der param yok
Bilmem hangi gazinonun yanında
Birçok sarhoş yollara pislik döker
Asgari ücret dörtyüzelli lira
Sarhoşun mezesi bin eder
Otuzbir aralık günleri utanırım
insan olmaktan
Çünkü çoğu istifa eder
insanlıktan
Bu gün der bana başka gözle bakın
Alınterini kustum bugün üreticilerin
Ben bugün bir parazitim
Kutlamak ve aklı unutmak
Hangi bilge hoşgördü bunu
En hakiki mürşit bilimse
Neden sarhoşlar tarikatı bu gün ayin yapmada
Şişenin dibine vura vura
Neden
insan sesi dışında haykırmada
Utanmak lazım böylesi
insanlıktan
Hele buna yılda bir kere canım deyip kılıf bulmaktan
Yazık bu gün kıyılacak canlara
Yazık aklından bir kaç saat de olsa uzaklaşanlara |
|
Mevlüt Yanar
|
|
AÇILIM-DİL Vesaire
Son günlerde ülke gündemi önemli konuları tartışıyor.
1000 Yıldır barış içinde yaşayan halk son yüzyılda
CHP nin bu ülkeyi yeniden kurguladığı zamandan beri mutsuz,eziyet altında,devletine güvenmez, asi evlat konumunda...
Kürt,Türk,Sünni Alevi,Başörtülü,Mini etekli herkes devletle sorunlu.
Sadece CHP elitleri bu ülkeyi sömürdüler ve hala sömürmek için dümenler çevirmekteler...
Ermeniler kovuldu,malları kimlerde?... Bilen var mı? Var...
Rum vatandaşlarımızı sınır dışı ettiler. Gidenlerin malları kimlerde?...Bilen var mı? Var...
Şeriye ve Evkaf vekaleti kapatıldı,medreseler tekke ve zaviyeler kapatıldı. Vakıfların medreselerin tekkelerin zaviyelerin mallarına kimler kondu? Bilen var mı? Var...
Niçin açıklanmaz? Cumhuriyetin zenginleri nasıl zengin oldular? Niye zenginlik hikayeleri yazılmaz?
Galiba netameli konular bunlar...Benim bildiğim şu...Dedemlerimden hiç birisi vakıf malına,Ermeni Rum mülküne konmadı....Gezlevi halkı da bu konuda masum....
Gelelim açılıma....
Kürt köylerinin isimleri geri verilecek.Verilsin tabii. zaten köyün adını değiştirmek kadar aptalca bir iş olur mu?
500 Senelik Gezlevi'nin adını kaba saba Korualan'a döndüreceksin.Ahmakça değilse bu,bir akıllının yapabileceği iş mi?
Gezlevi adı da geri verilmelidir...
AKP liye sordum.Hz Ömer,Hz Ali kimdir?
Cevap -Örnek alacağımız yolundan yürüyeceğimiz büyüklerimiz.
-Peki Hz Ömer kürtçeyi farsçayı süryaniceyi yasakladı mı? Süryani okullarında süryanice eğitim yapılmasını engelledi mi?
Hıksumak..Ama ...Çünkü cart curt....
MMHP li arkadaşlara soruyorum....Alpaslan kimdir?
Yavuz Sultan Selim Kimdir?
Cevap,Örnek almamız gereken büyük Türklerdir...
-Peki Alpaslan,Yavuz Sultan Selim kürtçeyi,Süryaniceyi Farsçayı yasakladı mı?
Bilmem , belki...Cart curt...
Söyleyelim o zaman... Hiç bir büyük Türk ne Farsçayı,ne kürtçeyi,
ne Süryaniceyi yasakladı...Özgürlük vardı o zamanlarda...Herkes istediği dille eğitimini yapardı....
CHP lilere Sordum..İsmet Paşa kimdir?
Cemal Gürsel kimdir?
Cevap,Biri önderimiz,biri darbecimizdir...
-Peki onlar Kürtçeyi,Süryaniceyi,hatta Kuran Kurslarını yasakladılar mı?
Fütursuzca cevap verdiler. - Evet yasakladılar...
Bu ülkenin meselesi CHP zihniyetidir...CHP nin her türli fikirsel tasallutundan bu ülke kurtulamazsa bu halk huzuru düşünde de göremez.
21 Aralık 2010 Ülke TV Sıradışı Programından Prof Mehmet Çelik bizim için
yeni şeyler söyledi.
1. 1952 Yılında Başbakan Adnan Menderes İstanbul'da Ayasofya Müzesini gezer.
Karşıda Sultan Ahmet Camiini görünce oraya yönelir.Camiyi de ziyarat etmek istemektedir.Vali,Milletvekiller,Protokol görevlileri -programda yok,program aksayacak
falan filan itiraz ederler.Menderes niyetlidir,camiyi gezecektir.Kolundan çekiştirseler de
camiye ulaşır.Kapı açılınca şok olur.
Cami avlusunda 200-300 eşek katır... Cami sütununa katırları bağlayıp nallayan nalbant....
Caminin içine bakar saman dolu...
Cami nalbanta kiraya verikmiştir.
Evet CHP den çok çekti bu millet. Ama ben Ayasofya camiine eşek katır dolduracak
kadar .............................. bir düşman tanımıyorum.Yunan yapmazdı bunu.İngiliz hiç
yapmazdı...Ama CHP yaptı.
Bu arada rahmetli dedem Ramazan Sakarya 1930 larda asker sevkiyatı esnasında
Hadim Merkez camiine askerlerin doldurulduğunu camide saz çalıp oynadıklarını
anlatmıştı. İktidarda yine CHP
Konya Karatay Medresesi bir şaheserdir. CHP buraya da muazzam çinilere çiviler çakıp at
katır bağlamıştı devri iktidarında...
2.1953 Yılında Demokrat Parti İstanbul'un fethinin 500. yıldönümünü kutlayacaktır.Gerici
demesinler diye cami vesaire tamir ettirmez de Rumeli Hisarını tamir etmek ister.CHP li
basın yıkar ortalığı.Saltanatı,Halifeliği geri getirecekler diye...Demokrat parti korkusundan
Rumeli Hisarı cuma mescidini tamir ettirmez.Üstelik camiyi yıktırıp sahneye dönüştürür.
Sanki yaranacak? Ona da yuh!
3.Cumhuriyetin ilk yılları para yok. Komunist lider Lenin Rus Çarlığının eşyalarını İngilizlere
satmıştır. Cumhuriyet bürokratlarının aklına gelir.Osmanlı sarayındaki kıymetli eşyaları satalım.
50 Sandığa Topkapı ve diğer saraylardan bu eşyalar toplanıp doldurulur.Antikaq bilgini yoktur.
Fransızları çağırırlar.Fransızlar İngilizler Ruslarınkini aldı biz de Osmanlınınkini kaçırmayalım
diyerek 300 milyon frank fiat biçerler. Sürgündeki Osmanlılar itiraz derler. "onlar bizim şahsi eşyamızdır.Alısanız sizi mahkemeye veririz"
Fransızlar "Zararı yok size de 300 milyon verelim zaen gurbette aç susuz kaldınız"
Osmanl Hanedanı "Hayır " derler "Aç kalsak da açlıktan ölsek de o malları sattırmayız"
Fransızlar alamazlar.
Sandıklar unutulur bir çatı katında.
Taki Demokrat parti iktidara gelince sandıkları tesadüfen bulurlar.İçne bakınca kutsal
emanetlerde dahil Osmanlı sarayı eşyalarını görürler.Topkapı sarayına götürüp
sergilemeye açarlar. Osmanlı Hanedanı engel olmasa kaşıkçı elması dahil hepsi
Fransız müzelerini süsleyecekti...
Sayın Kılıçdaroğlu ne kadar değişeceğiz dese de bu CHP değişemez.
Askerlikle ilgili Almanya gibi ülkelerde göze batıcı değişiklikler yapılıyor. 1830 lardan önce Osmanlı İmparatorluğun da zorunlu askerlik yoktu.Maaşlı yeniçeriler ve tımarlı sipahisi adı verilen tımarlarda belli sayıda yetiştirilen atlı askerler vardı. Zorunlu askerlik bugün ülkemizde normal gözükse de birçok toplum bunu olumsuz değerlendirmektedir.
Yıllardır vicdani ret (isteyenlerin askerlik yapmaması-silahtan uzak tutulması-Muhammed Ali de vicdani retçi olarak Amerikan ordusunda askerlik yapmamak için mücadele etmişti.) kararını serbestçe tartışan Avrupa ülkelerinden Almanya zorunlu askerliğe son vermek için gerekli hazırlıkları yapmış durumdadır.
Ülkemizde "en büyük asker bizim asker-askerlik peygamber ocağı " fikriyatında olanların zorunlu askerliği savundukları ortada. Ama peygamberin övdüğünü iddia ettiğimiz Fatih Sultan Mehemmed Han'ın ordusu zorunlu askerlik yapanlardan oluşmuyordu.
Batı ülkeleri çağdaş uygarlığın temsilcileridir.Çağdaş uygarlık zorunlu askerliği gereksiz buluyorsa,bu konuda ülkemizde de çalışmalar yapılmalıdır. Almanya'da olduğu gibi gönüllülük esasına dayanan bir sisteme geçilmelidir fikri tartışılmalı ve doğrusu bulunmalıdır.
ABD nin ülkemizn geleceğiyle ilgili her zaman taraf olduğunu biliyoruz.1919 da neyse 2007 de de etkili...Bu normal birşey mi? Tarihin kuralları böyle....Büyüksen müdahale hakkın vardır.Büyükleri incitmeden politika yapmak tarihi kişiliklerin gerçek büytüklüklerini gösterir. Yoksa.....linki tıkayın 2007 yi inceleyin
. http://www.memleket.com.tr/news_detail.php?id=85762
|
|
|
Erişilmez
Bir erişilmeze duyulan özlem
Ruhları ateşte tava getirir
Dünya avucunda hükümdar olur
Belki mevlasına çabuk yetirir
Mevlüt Yanar
Hadim
İlçemiz Hadim adını,Anadolu Selçuklu Sultanı Uluğ KEYKUBADın Silifke - Sarıoğlan arasını 10 yıl süreyle başarılı bir şekilde yöneten valisi Kamerüddin
Hadim Bey den almıştır.
(Büyük Sultan Alaaddin
Keykuban Hadim Ermenek
üzerinden Silifke'ye ordu
yürütüp bölgeyi Ermenile
rden
temizleyince Kamerüddin
Hadim Lala yı yöreye yönetici yapmış,onun başarılı
yönetimi bahsedfilen yerlerin
Hadimeli olarak adlandırılmasını sağlamıştır. Konuyla ilgili makalem Hadimin
sesi
gazetesinde 1994 te
yayımlanmiştı.Bu konuda ipucu bilgileri Prof Osman
Turan ın " Selçuklular
Zamanında Türkiye "
adlı eserinde bulunmaktadır.)
Selçuklu sonrası Hadim
İli Karaman Beyliğinin vatanı
olunca İklim-i Karamanın bir
parçasını olmuş ve
önemini yitirmiştir.
Ancak idari birim olarak
Merkezi bazen Pillonda
(Taşkent-Pirlerkondu-Philedelfia...),bazen Hadim olmak üzere
varlığını sürdürmüştür.
18.Yüzyılda Ebu Said Muhammed
Hadimi'nin ülke çapında
bilim ve tasavvuf adamı
olarak ünlenmesi Hadim'i de Osmanlı Ülkesinde hatırı
sayılır konuma yükseltmiştir.
Zaman zaman Karaman
ilçesine bağlanan Hadim
1926 da Hakettiği ilçelik
ünvanını tekrar kazanmıştır.
|
Torunum Asım’a
Seni anlıyorum oğlum
Ben de senin gibiyim
Sen benim gözlerime bakıyorsun
Bense gökyüzüne
Anlam çıkarmak çok zor
Bu bilgi eksikliğinde
Senin tecrübelerin yok kelimelerin yok
Daha sadece bir aylıksın
Ben de evrende senin gibiyim
Daha sadece bir elli yaşındayım
Sen dünyayı anlamak için
Bir ömür yaşamalısın
Evreni anlamak mümkün mü
Sığar mı dünya ömrüne
İşimiz çetin mi çetin
Yaşamak zor mu zor
Ama her şeye rağmen
Dünyaya gelmek güzel
Seni kucaklayıp koklamak oğlum
Seni kucaklayıp koklamak
Çiçek çiçek büyüyüşünü görmek
Herşeye değer oğlum.
Kırıkkale
........
Hani benim canım ciğerim hani
Nerelerde kaldı yüreğim hani
Özledim o sıcak gülüşlerini
Kömür gibi bakan gözlerin hani
Böyle mi geçecek bu kısa ömür
Gök bakıra döndü yeryüzü demir
Anladım ayrılık bir yüce emir
Gönlümü okşayan sözlerin hani
Yanarım dumansız içten yanarım
Ruhum işlediyse suçtan yanarım
Aklımı kaybettim hiçten yanarım
Derdimi yakacak közlerin hani
19.Şubat 2010 Kırıkkale
|
Mutlu Müreffeh Çağdaş bir Gezlevi için...
|
|
|
|
|
|
|
bugün 21 ziyaretçi (58 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İSA Aleyhisselam Beytüllahim'de Zemheride doğdu. Gün bilinmiyor.
Katolik hıristiyanlar 24 Aralık (noel-Weichnachten) Ortodokslar 6 Ocak gününü doğum günü sayarlar. Evangelisch- Protestanlar da katoliklerin görüşündedir.
Papa Gregoryen takvimini hazırlatırken ikisinin ortasındaki 1 ocak gününü yılbaşı kabul etmiştir.
Türklerde yılbaşı genellikle sultan navruz dediğimiz 21 mart olarak kabul edilmektedir.
Hicri takvimde ise 1 Muharrem yılbaşı olup her sene 10 gün erken gelir.
Osmanlı mali işlerinde Rumi takvim dediğimiz 21 Martı yılbaşı kabul eden güneş takvimini kullanırdı. Mustafa Kemal yeni Türkiyeyi dizayn ederken eskiye ait değerleri değiştirmekte kararlıdır. Aynı özellikleri taşımasına rağmen Rumi takvimi kaldırmış yerine hıristiyan Avrupanın kullandığı miladı takvimi getirmiştir.
Dünyanın birçok ülkesi modernleşme çabalarını gerçekleştirirken yazılarını takvimlerini ölçülerini değiştirmemişlerdir.İngiltere bile ağırlık ve uzunluk ölçülerinde bizim dünya standartları dediğimiz Fransız ölçü birimlerini kabul etmemiş, okka ve inç gibi ölçülerini kullanmayı sürdürmüştür. Bu yüzden geri ülke damgasını da kimseden yememiştir.
Şimdi herşey iyi güzel de...Bu yılbaşı kutlaması denen virüs ne denli etkiliki yayladaki çobana bile ulaşmaktadır. Bütün dünya içki ve uyuşturucuyu tıbben zararlı kabul ettiği halde bilhassa yılbaşlarında şeytanın elçisi olan içki sanayicilerine nasıl teslim olabilmektedir.
Dindarım diyen,milliyetçiyim diyen ,ulusalcıyım diyen,hümanistim diyen,insanım diyen kitle nasıl olurda aklından uzaklaşmak için ,sağlığını bozmak için ,toplumsal düzeni aksatmak için kısaca insanlıktan çıkmak için nasıl olurda içkiye teslim olur?
Herkes kendi fikrinde olmayanlara "vatan hainliği" gibi bir yafta takarken; doğrusu şöyle olmak gerekmez mi?
---İnsanlığa zararlı olan içki,uyuşturucu ve sigaranın hala reklamını yapıp özendirenler değil vatan dünya-insanlık hainidirler.---
|
|
|
|
|
|
|
İSA Aleyhisselam Beytüllahim'de Zemheride doğdu. Gün bilinmiyor.
Katolik hıristiyanlar 24 Aralık (noel-Weichnachten) Ortodokslar 6 Ocak gününü doğum günü sayarlar. Evangelisch- Protestanlar da katoliklerin görüşündedir.
Papa Gregoryen takvimini hazırlatırken ikisinin ortasındaki 1 ocak gününü yılbaşı kabul etmiştir.
Türklerde yılbaşı genellikle sultan navruz dediğimiz 21 mart olarak kabul edilmektedir.
Hicri takvimde ise 1 Muharrem yılbaşı olup her sene 10 gün erken gelir.
AÇILIM-DİL Vesaire
Son günlerde ülke gündemi önemli konuları tartışıyor.
1000 Yıldır barış içinde yaşayan halk son yüzyılda
CHP nin bu ülkeyi yeniden kurguladığı zamandan beri mutsuz,eziyet altında,devletine güvenmez, asi evlat konumunda...
Kürt,Türk,Sünni Alevi,Başörtülü,Mini etekli herkes devletle sorunlu.
Sadece CHP elitleri bu ülkeyi sömürdüler ve hala sömürmek için dümenler çevirmekteler...
Ermeniler kovuldu,malları kimlerde?... Bilen var mı? Var...
Rum vatandaşlarımızı sınır dışı ettiler. Gidenlerin malları kimlerde?...Bilen var mı? Var...
Şeriye ve Evkaf vekaleti kapatıldı,medreseler tekke ve zaviyeler kapatıldı. Vakıfların medreselerin tekkelerin zaviyelerin mallarına kimler kondu? Bilen var mı? Var...
Niçin açıklanmaz? Cumhuriyetin zenginleri nasıl zengin oldular? Niye zenginlik hikayeleri yazılmaz?
Galiba netameli konular bunlar...Benim bildiğim şu...Dedemlerimden hiç birisi vakıf malına,Ermeni Rum mülküne konmadı....Gezlevi halkı da bu konuda masum....
Gelelim açılıma....
Kürt köylerinin isimleri geri verilecek.Verilsin tabii. zaten köyün adını değiştirmek kadar aptalca bir iş olur mu?
500 Senelik Gezlevi'nin adını kaba saba Korualan'a döndüreceksin.Ahmakça değilse bu,bir akıllının yapabileceği iş mi?
Gezlevi adı da geri verilmelidir...
AKP liye sordum.Hz Ömer,Hz Ali kimdir?
Cevap -Örnek alacağımız yolundan yürüyeceğimiz büyüklerimiz.
-Peki Hz Ömer kürtçeyi farsçayı süryaniceyi yasakladı mı? Süryani okullarında süryanice eğitim yapılmasını engelledi mi?
Hıksumak..Ama ...Çünkü cart curt....
MMHP li arkadaşlara soruyorum....Alpaslan kimdir?
Yavuz Sultan Selim Kimdir?
Cevap,Örnek almamız gereken büyük Türklerdir...
-Peki Alpaslan,Yavuz Sultan Selim kürtçeyi,Süryaniceyi Farsçayı yasakladı mı?
Bilmem , belki...Cart curt...
Söyleyelim o zaman... Hiç bir büyük Türk ne Farsçayı,ne kürtçeyi,
ne Süryaniceyi yasakladı...Özgürlük vardı o zamanlarda...Herkes istediği dille eğitimini yapardı....
CHP lilere Sordum..İsmet Paşa kimdir?
Cemal Gürsel kimdir?
Cevap,Biri önderimiz,biri darbecimizdir...
-Peki onlar Kürtçeyi,Süryaniceyi,hatta Kuran Kurslarını yasakladılar mı?
Fütursuzca cevap verdiler. - Evet yasakladılar...
Bu ülkenin meselesi CHP zihniyetidir...CHP nin her türli fikirsel tasallutundan bu ülke kurtulamazsa bu halk huzuru düşünde de göremez.
21 Aralık 2010 Ülke TV Sıradışı Programından Prof Mehmet Çelik bizim için
yeni şeyler söyledi.
1. 1952 Yılında Başbakan Adnan Menderes İstanbul'da Ayasofya Müzesini gezer.
Karşıda Sultan Ahmet Camiini görünce oraya yönelir.Camiyi de ziyarat etmek istemektedir.Vali,Milletvekiller,Protokol görevlileri -programda yok,program aksayacak
falan filan itiraz ederler.Menderes niyetlidir,camiyi gezecektir.Kolundan çekiştirseler de
camiye ulaşır.Kapı açılınca şok olur.
Cami avlusunda 200-300 eşek katır... Cami sütununa katırları bağlayıp nallayan nalbant....
Caminin içine bakar saman dolu...
Cami nalbanta kiraya verikmiştir.
Evet CHP den çok çekti bu millet. Ama ben Ayasofya camiine eşek katır dolduracak
kadar .............................. bir düşman tanımıyorum.Yunan yapmazdı bunu.İngiliz hiç
yapmazdı...Ama CHP yaptı.
Bu arada rahmetli dedem Ramazan Sakarya 1930 larda asker sevkiyatı esnasında
Hadim Merkez camiine askerlerin doldurulduğunu camide saz çalıp oynadıklarını
anlatmıştı. İktidarda yine CHP
Konya Karatay Medresesi bir şaheserdir. CHP buraya da muazzam çinilere çiviler çakıp at
katır bağlamıştı devri iktidarında...
2.1953 Yılında Demokrat Parti İstanbul'un fethinin 500. yıldönümünü kutlayacaktır.Gerici
demesinler diye cami vesaire tamir ettirmez de Rumeli Hisarını tamir etmek ister.CHP li
basın yıkar ortalığı.Saltanatı,Halifeliği geri getirecekler diye...Demokrat parti korkusundan
Rumeli Hisarı cuma mescidini tamir ettirmez.Üstelik camiyi yıktırıp sahneye dönüştürür.
Sanki yaranacak? Ona da yuh!
3.Cumhuriyetin ilk yılları para yok. Komunist lider Lenin Rus Çarlığının eşyalarını İngilizlere
satmıştır. Cumhuriyet bürokratlarının aklına gelir.Osmanlı sarayındaki kıymetli eşyaları satalım.
50 Sandığa Topkapı ve diğer saraylardan bu eşyalar toplanıp doldurulur.Antikaq bilgini yoktur.
Fransızları çağırırlar.Fransızlar İngilizler Ruslarınkini aldı biz de Osmanlınınkini kaçırmayalım
diyerek 300 milyon frank fiat biçerler. Sürgündeki Osmanlılar itiraz derler. "onlar bizim şahsi eşyamızdır.Alısanız sizi mahkemeye veririz"
Fransızlar "Zararı yok size de 300 milyon verelim zaen gurbette aç susuz kaldınız"
Osmanl Hanedanı "Hayır " derler "Aç kalsak da açlıktan ölsek de o malları sattırmayız"
Fransızlar alamazlar.
Sandıklar unutulur bir çatı katında.
Taki Demokrat parti iktidara gelince sandıkları tesadüfen bulurlar.İçne bakınca kutsal
emanetlerde dahil Osmanlı sarayı eşyalarını görürler.Topkapı sarayına götürüp
sergilemeye açarlar. Osmanlı Hanedanı engel olmasa kaşıkçı elması dahil hepsi
Fransız müzelerini süsleyecekti...
Sayın Kılıçdaroğlu ne kadar değişeceğiz dese de bu CHP değişemez.
Askerlikle ilgili Almanya gibi ülkelerde göze batıcı değişiklikler yapılıyor. 1830 lardan önce Osmanlı İmparatorluğun da zorunlu askerlik yoktu.Maaşlı yeniçeriler ve tımarlı sipahisi adı verilen tımarlarda belli sayıda yetiştirilen atlı askerler vardı. Zorunlu askerlik bugün ülkemizde normal gözükse de birçok toplum bunu olumsuz değerlendirmektedir.
Yıllardır vicdani ret (isteyenlerin askerlik yapmaması-silahtan uzak tutulması-Muhammed Ali de vicdani retçi olarak Amerikan ordusunda askerlik yapmamak için mücadele etmişti.) kararını serbestçe tartışan Avrupa ülkelerinden Almanya zorunlu askerliğe son vermek için gerekli hazırlıkları yapmış durumdadır.
Ülkemizde "en büyük asker bizim asker-askerlik peygamber ocağı " fikriyatında olanların zorunlu askerliği savundukları ortada. Ama peygamberin övdüğünü iddia ettiğimiz Fatih Sultan Mehemmed Han'ın ordusu zorunlu askerlik yapanlardan oluşmuyordu.
Batı ülkeleri çağdaş uygarlığın temsilcileridir.Çağdaş uygarlık zorunlu askerliği gereksiz buluyorsa,bu konuda ülkemizde de çalışmalar yapılmalıdır. Almanya'da olduğu gibi gönüllülük esasına dayanan bir sisteme geçilmelidir fikri tartışılmalı ve doğrusu bulunmalıdır.
Torunum Asım’a
Seni anlıyorum oğlum
Ben de senin gibiyim
Sen benim gözlerime bakıyorsun
Bense gökyüzüne
Anlam çıkarmak çok zor
Bu bilgi eksikliğinde
Senin tecrübelerin yok kelimelerin yok
Daha sadece bir aylıksın
Ben de evrende senin gibiyim
Daha sadece bir elli yaşındayım
Sen dünyayı anlamak için
Bir ömür yaşamalısın
Evreni anlamak mümkün mü
Sığar mı dünya ömrüne
İşimiz çetin mi çetin
Yaşamak zor mu zor
Ama her şeye rağmen
Dünyaya gelmek güzel
Seni kucaklayıp koklamak oğlum
Seni kucaklayıp koklamak
Çiçek çiçek büyüyüşünü görmek
Herşeye değer oğlum.
Kırıkkale
........
Hani benim canım ciğerim hani
Nerelerde kaldı yüreğim hani
Özledim o sıcak gülüşlerini
Kömür gibi bakan gözlerin hani
Böyle mi geçecek bu kısa ömür
Gök bakıra döndü yeryüzü demir
Anladım ayrılık bir yüce emir
Gönlümü okşayan sözlerin hani
Yanarım dumansız içten yanarım
Ruhum işlediyse suçtan yanarım
Aklımı kaybettim hiçten yanarım
Derdimi yakacak közlerin hani
19.Şubat 2010 Kırıkkale
Osmanlı mali işlerinde Rumi takvim dediğimiz 21 Martı yılbaşı kabul eden güneş takvimini kullanırdı. Mustafa Kemal yeni Türkiyeyi dizayn ederken eskiye ait değerleri değiştirmekte kararlıdır. Aynı özellikleri taşımasına rağmen Rumi takvimi kaldırmış yerine hıristiyan Avrupanın kullandığı miladı takvimi getirmiştir.
Dünyanın birçok ülkesi modernleşme çabalarını gerçekleştirirken yazılarını takvimlerini ölçülerini değiştirmemişlerdir.İngiltere bile ağırlık ve uzunluk ölçülerinde bizim dünya standartları dediğimiz Fransız ölçü birimlerini kabul etmemiş, okka ve inç gibi ölçülerini kullanmayı sürdürmüştür. Bu yüzden geri ülke damgasını da kimseden yememiştir.
Şimdi herşey iyi güzel de... Bu yılbaşı kutlaması denen virüs ne denli etkiliki yayladaki çobana bile ulaşmaktadır. Bütün dünya içki ve uyuşturucuyu tıbben zararlı kabul ettiği halde bilhassa yılbaşlarında şeytanın elçisi olan içki sanayicilerine nasıl teslim olabilmektedir.
Dindarım diyen,milliyetçiyim diyen ,ulusalcıyım diyen,hümanistim diyen,insanım diyen kitle nasıl olurda aklından uzaklaşmak için ,sağlığını bozmak için ,toplumsal düzeni aksatmak için kısaca insanlıktan çıkmak için nasıl olurda içkiye teslim olur?
Herkes kendi fikrinde olmayanlara "vatan hainliği" gibi bir yafta takarken; doğrusu şöyle olmak gerekmez mi?
---İnsanlığa zararlı olan içki,uyuşturucu ve sigaranın hala reklamını yapıp özendirenler değil vatan dünya-insanlık hainidirler.---
|
|
|
GAM YÜKLERİ İLE YÜKÜMÜZ TUTTUK
Aşık ÖMERden
Gam yükleri ile yükümüz tuttuk
Hicran katarının kervanıyız biz
Feleğin ağusun aşında bulduk
Mihnet tekkesinin mihmanıyız biz
Hakikat yolunu tutmuş gideriz
Kemlik edenlere iy'lik ederiz
Hazret-i Hüda'nın emrin tutarız
Rah-ı hakikatın rehvanıyız biz
Ey Ömer aşk ile irfan yoluyuz
Serv-i tubaların servi dalıyız
Bizi sevenlerin biz de kuluyuz
Sevmiyenin şah ü hakanıyız biz
Bağrıma Ekin Tohum
Bağrıma ekin tohum
Yeşersin sakin ruhum
Milyonlarca yıl ben de
Yemyeşildim mutluydum
Canlılar gezdi tende
Sevgiliydim kutluydum
Bana ekseniz tohum
Gülümser temiz ruhuım
Ağaçlıydım ev oldum
Dallarım kuşa yuva
Sincaplara üst yoldum
Şen şakraktı dağ ova
Hasretim verin tohum
Murada ersin ruhum
Sel götürmesin beni
Sular şarkı söylesin
Yel üfürmesin emi
Çiçeklerle söyleşin
Bir kazma ve bir tohum
Sabırsız bekler ruhum
11.Şubat 2008
Mevlüt Yanar
Erişilmez
Bir erişilmeze duyulan özlem
Ruhları ateşte tava getirir
Dünya avucunda hükümdar olur
Belki mevlasına çabuk yetirir
Mevlüt Yanar
HADİM ADININ KÖKENİ
Hadim adını Keykubad’ın valisi Kamerüddin Hadim Bey den almıştır. (Büyük Sultan Alaaddin Keykubad Hadim Ermenek üzerinden Silifke’ye ordu yürütüp bölgeyi Ermenilerden temizleyince Kamerüddin Hadim Lala yı yöreye yönetici yapmış, onun başarılı yönetimi bahsedilen yerlerin Hadimeli olarak adlandırılmasını sağlamıştır.
Konuyla ilgili makalem Hadimin sesi gazetesinde 1994 te yayımlanmıştı. Bu konuda ipucu bilgileri Prof Osman Turan ın “Selçuklular Zamanında Türkiye” adlı eserinde bulunmaktadır.) Selçuklu sonrası Hadim İli Karaman Beyliğinin vatanı olunca İklim-i Karamanın bir parçası olmuş ve önemini yitirmiştir. Ancak idari birim olarak Merkezi bazen Pillonda (Taşkent-Pirlerkondu-Philedelfia…), bazen Hadim olmak üzere varlığını sürdürmüştür. 18.Yüzyılda Ebu Said Muhammed Hadimi’nin ülke çapında bilim ve tasavvuf adamı olarak ünlenmesi Hadim’i de Osmanlı Ülkesinde hatırı sayılır konuma yükseltmiştir. Zaman zaman Karaman ilçesine bağlanan Hadim 1926 da Hakettiği ilçelik ünvanını tekrar kazanmıştır.
http://www.gezlevi.com/2014/01/hadim-adinin-kokeni-hadim-nedir-nedemek/ |
|