"Değerlendirme

Dinde sonradan ortaya çıkan ve hakkında herhangi bir delil bulunmayan bu gibi durumlar hakkında Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“İşlerin en kötüsü sonradan ihdas edilenler / ortaya çıkarılanlardır.”²²

“Sonradan ihdas edilen her şey bid’attir”²³

“Her bidat dalalettir, her dalalet de ateştedir.”²⁴

İmam Malik’in konuyla ilgili şu sözünü hatırlamakta da büyük fayda vardır:

“Kim, bu ümmet içerisinde (din adına) geçmişte olmayan bir şey ihdas ederse (ortaya çıkarırsa) bu kişi, Hz. Peygamber’in Allah tarafından kendisine verilen risalet (elçilik) görevine ihanet ettiğini iddia etmiş olur. Çünkü Allah Teala “…Bugün dininizi olgunlaştırdım; size olan nimetimi tamamladım. Size din olarak İslâm’ı uygun gördüm…” (Mâide, 5/3) buyurmuştur. Bu yüzden, o gün din olmayan (dine dâhil olmayan) şey bugün de din olamaz!”²⁵

Sonuç olarak şu söylenebilir ki; Kur’an’da da sünnette de bugün geniş halk kitleleri tarafından kutlandığı şekliyle kandil gecelerine işaret yoktur. Mübarek kabul edilen bu geceler, Peygamber Efendimiz ve ashabından çok sonra Mısır ve Kudüs’te kutlanmaya başlamış, daha sonra İslam dünyasının çeşitli bölgelerine yayılmıştır. Bu kutlamalar kesinlikle İslam’ın bir emri veya bir tavsiyesi değildir. Müslüman toplumlar tarafından ortaya çıkarılmış ve gelenek haline gelmiştir. "

“İslam âlimlerinin büyük bir kısmı Hz. Peygamber, sahâbe ve tâbiîn dönemlerinde Regaib kandilinin bilinmediğini, kandil geceleri kutlanmasının diğer dinlerin tesiriyle ortaya çıktığını, dolayısıyla bu gecede özel bir ibadet yapmanın dinde yeni ibadet ihdası anlamına geleceğini, Resul-i Ekrem tarafından genel olarak bidatlerin yasaklanmasının yanı sıra Cuma günü ve gecesi özel bir ibadet yapılmasının da yasaklandığını,¹⁴ bu sebeple Regaib günü ve gecesinde muayyen ibadetler yapmanın dinen sakıncalı olduğunu belirtmişlerdir.”¹⁵

Nerdeyim

Suyla toprak arasındayım
Kaşların karasında
Gönüller yarasındayım

Dertlerin sarasında
Tartının darasında
Önasya karasındayım

Yoksulun parasında
Bahçenin tarasında
Yiğidin narasındayım

Ayım sayım dayım yok benim
  Sevgi ankarasındayım


Hayret
Ölüme engel öldürmekmiş
Gayret
Ülkeler böldürmekmiş

RAMSESe   (Mısır Firavunu)

Ümmeti yaraladın
Milleti araladın
Akları karaladın


Firavun diyenleri
Yalan çıkarma sakın
Hem kral ol hem hakim
Kendi gücüne tapın!!!...

Başkasına SÖZ İsnat Etme

(sahih-i Buhari-tecridi sarih cilt 11 sayfa 137 Diyanet yayını.—- Sahih-i Buhari Müslüman dünyasında peygamber sözlerinin en doğrularını içerir kabul edilmektedir.)

Ebu Zerr-i Gıfari aktarır. (Allah ondan razı olsun)

Nebi  SAV şöyle buyurmuştur. “Hiç bir kişi başka  bir kimseye fısk (sapıklık)  isnadıyla söz atamaz.,küfür isnat edemez…

Şayet atar da attığı kimse  atılan fıskın ve ya küfrün sahibi değilse, bu sıfatlar muhakkak atan kimseye döner. (Dokunurve fasık veya kafir olur)

**********************************************************

Gezlevi  com sorar;

Acaba kim  “haşhaşi’dir”   Başkasına haşhaşi diyen mi, karşısındaki mi?

Haşhaşi…Büyük Selçuklular zamanında İran’da Alamut kalesinde sahte bir cennet kurup,taraftarlarının bu cennette kadınlar,afyon ve şerbetlerle  beynini yıkayarak bir terör şebekesi kuran Hasan Sabbah ekibine Avrupalılarca takılan isimdir.

                                  YOK EDİLEN KASABALAR VE KÖYLERİN AHI

Mevla görelim neyler 
Neylerse güzel eyler.

Erzurumlu İbrahim Hakkı 19. Yüzyılda söyler bu güzel  mısraları...
Halkımızın inanç değerleriyle de ne güzel örtüşür.

AKP adındaki bir siyasi oluşum  1000 yıllık Anadolu tarihine ve coğrafyasına kastederek  kasabaları köyleri yok saydı...
Ha eski yazıyı yok ederek tarihi kayıtlarını silmişşsin,ha coğrafya ve tarihi isimleri köyleri kasabaları kıytırık ilçelerin  mahallesi pozisyonuna sokmuşsun. Bu Anadolu halkına yapılmış en büyük zulümlerden biri.

Ahı tuttu tüm Anadolunun. Cesur savcıların gayretleriyle AKP nin içindeki hırsızlara yönelik iddialarla  soruşturmalara başlandı.

Kendine güvenen bir iktidarın yapacağı savcı ve polisin önünü açarak; haydi  bulun memlekette  76 000 000 nun hakkını çalanları hortumlayanları bulun demesi  idi.

Ama ne oldu. Başbakan diyar diyar dolaşarak komplo kurulduğunu darbe yapılmaya çalışıldığını halkı heyecanlandıracak konuşmalarla savcıya polise engel olmaya kalkıştı veya öyle anlaşıldı. Hala savcı polis ve mahkemelerin önü kesilmek,ülkede yargı bağımsızlığını yok etmek için bakanları harıl harıl çalışmaktalar. Zaten yasamayı meclisteki çoğunluğu ve milletvekillerine  dünyanın hiç bir ülkesinde görülmeyen büyüklükte maaş emeklilik ve avantalar gibi  kulhakkını yemeye yönelik ücretlerle  güdümüne alan AKP,önünde kendi hırsızlarını ortaya çıkaracak tek yapı olan yargıyı da sürgün ve yasal değişikliklerle daha iki sene önce kendi yaptığını bugün bozarak pasifize etmeye,yapılan hırsızlık soygun ve vurgunların  ortaya çıkmasını engellemeye çalıştığı görüntüsünü vermektedir.

Oysa gören gözler memleketin dört bir yanında AKP iktidarında yapılan yanlışları ve hırsızlıkları farketmekteydi...

SAHİ KORUALAN -HADİM KARAYOLUNUN SAĞLAM ASFALTINI SÖKEREK YERİNE DAHA KÖTÜSÜNÜ DÖKTÜRenLER KİMLERDİR?  Kimler milyonlarca liralık  parayı cebine koymuştur?
Acaba başvekilin,konya milletvekillerinin bakanların bu konuda  pozisyonları nedir? Haberleri yok mudur? Yoksa bu nasıl bakanlık veya vekilliktir?    Haberleri varsa nasıl böyle bir hırsızlığa göz yumulmuştur?

Yoksa bu yoldan kazanılan paralarda ayakkabı kutularında veya yatak odalarındaki para kasalarında bilmem nerenin İmam mektebine güya yardım için saklanmaktadır...?


Of of şu toplumda umudumuz dindar insanlardı!!!
AKP dindarlara da güvenilemeyeceğini göstermek üzere MOSSAD-CİA- KGB vesair istihbarat örgütlerince mi Türkiye'nin başına musallat edildi acaba?

Zaten dürüst hangi kişi iktidara gelebildi ki?

Hz Ali,Hz. Hüseyin  ne yapsın Muaviye ve Yezd'in karşısında?

Acaba cesur bir savcı KORUalan Hadim karayolunda yapılan vurgunun hesabını sorabilecek midir?