Kaynak gösterilmeden siteden alıntı yapılamaz.
|
|
Resim
2005 yılına aittir...
Merhaba ey benim hayatımın anlamı
Merhaba ey günümün aydınlığı
Merhaba ey canımın cananı
Sen varsın diye dönmekte Dünya
Sen varsın diye
Sen varsın diye güneş doğmakta çiçek açmakta
Sen varsın diye
Yürekler atmakta
15032018...2305....ikonia...
Kim nasıl anlarsa anlasın
Sen de istediğin gibi
Bir hoş seda çınlasın
Senin sevdiğin gibi
Herkes bilmeli tabii
Hayat da Dünya'da geçici...2308
Bu Şiir artık bir hatıra değerli bir hatıra niteliğindedir....
Bildim artık küsüp gitmişsin uzaklara
Bu kadar mı acıydı yaşadıkların
Yirmi yıl soluduğun havanın hatırına
Neden dönmedin cumhuriyet 35 noya
Oysa ne kadar dayanıklıydın
Örnek insandın örnek öğretmen
Babasızlığı yudum yudum hissetmen
"Hani ey gözlerim ağlamayacaktın"
Değil miydi hayat felsefen
"O öksüz tavrını takmayacaktın"
Ne yaptın Karabük söylesene
Öyle masum bakışa nasıl karşılık verdin
Sımsıcak nefes üşüdü mü nerede
Ya sen ey gizlilik neredesin nerdeydin
"Bir alev halinde düştün elime"
Teselliye ne kadar muhtaç sonbahar ayları
Hep hüzünlü şarkılar söyler
Şimdi sen olsaydın göl kenarında
"Ya sevmeyi bilmedin" ya da
Aşamazsın karlı karlı dağları
Eğer bir köşeden bir ses burdayım derse
Bak bu mısra bile hemen gülümsemekte
Yazmak ne muazzam bir aşktır
Uçup gitmekte su gibi melankoli
Ve "cevizin yaprağı dal arasında"
Ve şimdi çok mutluyum
Belki ölmüşsündür ve ruhun huzurda
Nefes alıyorsan veya aldığın nefes
Bana ulaşacak elbette
Ve hapsedeceğim ciğerlerimde
Sen de döngel ne olur birazcık geçmişine
Seni çağıran sese kırgın olabilirsin
Bağışlamayı dene
Çok iyi biliyorsun o tarih çalışır
Aşktan bahsedilse bile
24.01.2018....konya...bilgisayar cevizin yaprağını çalarken...
|
|
|
GAM YÜKLERİ İLE YÜKÜMÜZ TUTTUK
Aşık ÖMERden
Gam yükleri ile yükümüz tuttuk
Hicran katarının kervanıyız biz
Feleğin ağusun aşında bulduk
Mihnet tekkesinin mihmanıyız biz
Hakikat yolunu tutmuş gideriz
Kemlik edenlere iy'lik ederiz
Hazret-i Hüda'nın emrin tutarız
Rah-ı hakikatın rehvanıyız biz
Ey Ömer aşk ile irfan yoluyuz
Serv-i tubaların servi dalıyız
Bizi sevenlerin biz de kuluyuz
Sevmiyenin şah ü hakanıyız biz
Bağrıma Ekin Tohum
Bağrıma ekin tohum
Yeşersin sakin ruhum
Milyonlarca yıl ben de
Yemyeşildim mutluydum
Canlılar gezdi tende
Sevgiliydim kutluydum
Bana ekseniz tohum
Gülümser temiz ruhuım
Ağaçlıydım ev oldum
Dallarım kuşa yuva
Sincaplara üst yoldum
Şen şakraktı dağ ova
Hasretim verin tohum
Murada ersin ruhum
Sel götürmesin beni
Sular şarkı söylesin
Yel üfürmesin emi
Çiçeklerle söyleşin
Bir kazma ve bir tohum
Sabırsız bekler ruhum
11.Şubat 2008
Mevlüt Yanar
Erişilmez
Bir erişilmeze duyulan özlem
Ruhları ateşte tava getirir
Dünya avucunda hükümdar olur
Belki mevlasına çabuk yetirir
Mevlüt Yanar
HADİM ADININ KÖKENİ
Hadim adını Keykubad’ın valisi Kamerüddin Hadim Bey den almıştır. (Büyük Sultan Alaaddin Keykubad Hadim Ermenek üzerinden Silifke’ye ordu yürütüp bölgeyi Ermenilerden temizleyince Kamerüddin Hadim Lala yı yöreye yönetici yapmış, onun başarılı yönetimi bahsedilen yerlerin Hadimeli olarak adlandırılmasını sağlamıştır.
Konuyla ilgili makalem Hadimin sesi gazetesinde 1994 te yayımlanmıştı. Bu konuda ipucu bilgileri Prof Osman Turan ın “Selçuklular Zamanında Türkiye” adlı eserinde bulunmaktadır.) Selçuklu sonrası Hadim İli Karaman Beyliğinin vatanı olunca İklim-i Karamanın bir parçası olmuş ve önemini yitirmiştir. Ancak idari birim olarak Merkezi bazen Pillonda (Taşkent-Pirlerkondu-Philedelfia…), bazen Hadim olmak üzere varlığını sürdürmüştür. 18.Yüzyılda Ebu Said Muhammed Hadimi’nin ülke çapında bilim ve tasavvuf adamı olarak ünlenmesi Hadim’i de Osmanlı Ülkesinde hatırı sayılır konuma yükseltmiştir. Zaman zaman Karaman ilçesine bağlanan Hadim 1926 da Hakettiği ilçelik ünvanını tekrar kazanmıştır.
http://www.gezlevi.com/2014/01/hadim-adinin-kokeni-hadim-nedir-nedemek/ |
|