Ebu Sait MUhammed Hadimi
Hukuk, ahlak açılarından 18.Yüzyıl İslam-Osmanlı dünyasının önde gelen alimlerinden. 1701 Senesinde Hadim'de dünyaya geldi.Babasından eğitim almış küçük yaşta Kuran'ı ezberlemiştir. (Kuranı anlamını da bilerek ezberlemek gerekli.)
Konya Karatay medresesi ve İstanbul Kazabadi Ahmet Efendi medresesinde eğitim almıştır.
32 Yaşında Hadim'e dönmüş ve Hadim Medresesinde eğitime başlamış hatta açık hava eğitimini de Kavaklar yaylasında sürdürmüştür...
Ünü ülkeye yayılmış padişah III. Ahmet ve I. Mahmud tarafından İstanbul'a davet edilmiş,hatta Ayasofya camiinde Fatiha tefsiri konulu dersini padişahın dahil olduğu cemaate vermiştir...
İstanbul'da kal davetini kabul etmemiş,Hadim'e dönmüştür.
Hem müderrislik yani öğretmenlik- profesörlük yapmış,hem de eserler yazmıştır. Eserlerinde tefsir,hadis,fıkıh,tasavvuf,ilmi usul (metodoloji) ve mantık konularını işlemiştir.
Şiir de yazmış olup,Türkçeyi kullanmıştır...
"Günahkarım yüzüm kare
Korkarım atarlar nare
Meğer sen de ola çare
Şefaat ya Rasulüllah" kıtasında olduğu gibi akıcı bir söyleyişi vardır.
Zamanında İstanbul'da tasavvufçular ile şeriatçiler arasında şiddetli bir çatışma yaşanmaktadır... Kadızadeliler hareketi İmam Birgivi'nin fikirlerinden hareketle tasavvufun islama uymadığı konusunda sert açıklamalar yapmaktadırlar...
Hadimi,İmam Birgivi'nin Tarikat-ı Muhammediye (Muhammedin Yolu) adındaki eserini şerh ederek yani açıklayarak olayı yumuşatmaya Tarikat Şeriat çatışmasını önlemeye çalışmıştır. ( Aslında bu çatışma çok eskilere dayanmakta olup,Tarikatler İran Hint Hristiyan ve hatta Çin kültürünün islama boyanmasıyla oluşmuştur...Yunus Emre bile ara yolu bulmak için " Şeriat Tarikat yoldur varana..." demektedir.)
Hadimi, özellikle sigara konusunda sert olup, tütün içmenin haram olduğunu söylemiştir.
Hakkında islamla bağdaşmayan menkıbeler de söylenmekte olan alim,1762 yılında Hadim'de vefat etmiştir.
Şu sözü çok kullanılmaktadır... "KAMİL OLDUR Kİ KOYA HER YERDE BİR ESER
ESERİ OLMAYANIN YERİNDE YELLER ESER"...
Hadiminin hukuk alanındaki başarısı sebebiyle Osmanlının son dönemlerinde hazırlanan kanunlarda onun fikirlerinden büyük ölçüde yararlanılmıştır...Torunlarından Betül Hanım 1980 lerin sonlarında şöyle söylemişti..."O yıllarda Hadim Mahkemesinde görülen davalar temyize gitmezmiş" yani gerek görülmezmiş...
Mevlüt Yanar
Orijinal mezar üstüne 1980 lerin sonunda belediyece bu türbe yaptırılmıştır... Sanırım Hadimi türbelere karşıydı...Çünkü Hadis'de mezarlar üzerine kireçli duvarlar örülmemesi yani bişey inşa edilmemesi söylenmiştir.