Kaç zamandır yazayım deyip durdum.
Kalkınan Türkiye ile batan Yunanis
tanda ekonomik durum nasıl diye... İşte veriler Türkiye'de asgari ücret 700 lira Yunanistan'da 1800 lira Ekmek Türkiyede kiloso 2 lira,Yunan
da
1,7 lira Benzin Türkiyede 4.25 Yunanda
2,50 Et Türk...de 23 lira Yunan'da 12,50 Acaba hangi halk batakta...Hangi halk
daha fazla eziliyor... Acaba AKP başarılı mı? 187 ülke arasında 92. olmak mı başarı.... AKP kalkınma modeli olarak ÇİNemi
özeniyor?
İşçiliği ucuzlatmak için
her türlü numarayı uygulayan hükümet
Çindeki fiatları görmez
den gelerek halkı açlığa mahkum ediyor.İşsizi
Asgari ücretliyi ve emeklileri ezen AKP zengine
daha fazla
kazanma imkanı sunarak ülkeyi kalkındırdığını
sanıyor.Oysa
bu tavır ülkenin altını oymakta gelecekte toplumsal
anarşiye
neden olabile
cek çok olumsuz bir gelişmedir.Varsın düşük hızla
kalkınalım ama
insanlar işsiz aç açıkta kalmasın...
Hani bizim örneğimiz Rasulullah ne diyordu
bu konuda...
"Kölelerinize yediğiniz
den yedirin,giydiğiniz
den giydirin..."
Asgari ücretli emekli ve
işsiz Türk halkı yani
AKP nin köleleri hangi
niz sayın Erdoğanın giydiğini giyip yediğin
den tadabiliyorsunuz?
Bunu bir soran olmaya
cak mı sanıyorlar?
Bu arada başbakana acil şifalar dileriz.
Geçmiş dönem Valilerimiz
Annesi Gezlevi'li olan Kemal Hadimli Bey 1951-54 yılları arasında Konya Valiliği
yapmıştır.
Korualan Belediye Başkanlığına yazdığım mesaj...
Birkaç ay önce su analizi tahlili için Ankara'ya gidildiğini sitenizden öğrenmiştik.
Analiz ve tahlilin sonuçlarını paylaşmadınız.
Yapılan faaliyetlerin sonuçları takip edilmezse bir gezi
programından farkı kalmaz sanırım.
Dere ıslah projesi,kapalı ark sulama sistemi gibi konular
daki son durumu da öğrenmek istiyoruz.
Ayrıca Korualan Bozkır karayolunun akıbetini etkileyecek
yeni gelişmeler var mı? Takip ediyor musunuz?
Belki biliyorsunuz bu yolun güzergahını Üçpınar-Gederet
üzerinden Hadime döndürmek isteyen bir lobi var...
Kolay gelsin.
1955 Yılından Beri Hadim'de Ölçülen Uç Değerler
En Düşük Sıcaklık :15.02.2004 -19.6 °C
En Yüksek Sıcaklık :17.08.1961 36.4 °C
En Çok Yağış :04.02.1965 80.9 kg/m2
En Hızlı Rüzgar :29.03.1995 135.4 km/sa
En Yüksek Kar :31.01.1981 140 cm
Beyşehir Uç Değerleri 1933 ten beri.... Bu bilginin buraya konmasının
nedeni bazı hemşehrilerimizin yapılacak Bozkır barajının iklimimizi çok
yumuşatacağı yanlışını düzeltmek amaçlıdır. Beyşehir gölü Bozkır Barajından
yüzlerce kat daha büyüktür.Beyşehir 1144 metre yükseklikte olup,Gezleviden
300 metre Hadimdan 400 metre daha alçaktır... Böyle olduğu halde uç değerler
kıyaslaması Göl veya Barajın çok etkili olmadığı yönündedir.
Bozkır Barajının iklim üzerindeki etkilerini farkedebilmek çok zor olacaktır.
Ne ısıyı farkedilir düzeyde artıracak ne de yağışta bir önemli artı yaşanacaktır.
Değişiklikler milimetrik düzeylerde kalacaktır.
Ölçülen Uç Değerler
En Düşük Sıcaklık :24.02.1934 -22.9 °C
En Yüksek Sıcaklık :28.07.2000 37.6 °C
En Çok Yağış :05.11.1995 90.5 kg/m2
En Hızlı Rüzgar :07.03.2009 110.0 km/sa
En Yüksek Kar :07.02.1960 120 cm
Konya da 1929 dan beri (Özellikle 1940 lardan sonra)
Ölçülen Uç Değerler
En Düşük Sıcaklık :06.01.1942 -28.2 °C
En Yüksek Sıcaklık :30.07.2000 40.6 °C
En Çok Yağış :22.02.1945 73.7 kg/m2
En Hızlı Rüzgar :28.02.1989 122.4 km/sa
En Yüksek Kar :22.02.1945 66 cm
Bugün sabah saatlerinde Konya Meydan istasyonunda kar kalınlığı 17 cm olarak ölçülmüğştür.
AŞIRI SOĞUKLAR
Konya ve çevresinde de etkili olan aşırı soğukların 19 ocak 2012 Değerleri
KONYA
MERKEZ
KONYA MEYDAN -19,2
-19,2
KONYA
MERKEZ
KONYA BOLGE -14,7
-14,7
KONYA
CIHANBEYLI
CIHANBEYLI-20,2
-20,2
KONYA
EREGLI
EREGLI-KONYA-15
-15,0
KONYA
KULU
KULU-20,1
-20,1
KONYA
AKSEHIR
AKSEHIR-23,3
-23,3
KONYA
ILGIN
ILGIN
---
KONYA
YUNAK
YUNAK-15,7
-15,7
KONYA
SEYDISEHIR
SEYDISEHIR-12,9
-12,9
KONYA
CUMRA
CUMRA-20,3
-20,3
KONYA
KARAPINAR
KARAPINAR-18,1
-18,1
KONYA
HADIM
HADIM-16,5
-16,5
KONYA
SARAYONU
GOZLU
DİKKAT ET
-Anne, anne
-Söyle oğlum.
-Anne anne!
-Seni dinliyorum oğlum , söyle hadi!
-Çok sıkıldım, beni gezmeye götür.
-Çok işim var. Şimdi götüremem.
-Sıkıldım anne! Ne olursun şimdi gidelim. Hem sen de dinlenirsin , işlerini sonra yaparsın.
-Olmaz çocuğum. Bulaşıklar var yıkanacak, ütü yapılacak, işim çok benim!
Kutbey, sessizce köşesine çekildi. Yüzünden çok üzüldüğü anlaşılıyordu. Ama o annesini tanıyordu. Olmaz dediyse olmazdı o şey. Ancak oğlunun üzüldüğünü görürse hiç dayanamaz; onu gönüllemeye çalışırdı. Beklemeye başladı.
-Madem dedi annesi. Madem çok istiyorsun bulaşıkları yıkayınca çıkalım. Ne yapalım ütüyü de akşam yaparım. Haydi sen şu oyuncaklarını topla!
Kutbey’in yüzünde güller açıldı. Keyfi öyle bir yerine gelmişti ki;
-Tamam anneciğim dedi coşkuyla. Tamam anneciğim, markete de gideriz değil mi?
Kutbey oyuncaklarını çabucak topladı. Oyuncak kutusuna doldurdu. Sonra mutfak kapısına yaslanarak annesini seyretmeye, annesini beklemeye başladı.
-Bizim çok tabağımız var değil mi anne?
-Evet,çook tabağımız var. Bak senin çiçekli tabağını da yıkıyorum, bak nasıl da güzelleşiyor.
-Anne banyoda benim başımı köpürttüğün gibi, bulaşık tabaklarını da mı köpürtüyorsun?
Anne sevgiyle oğluna bakıp gülümsedi.
-Evet ama senin başını hem köpürtüyorum, hem seviyorum.
Dışarda hava çok güzel. Serçeler ötüşüyor,güvercinler uçuşuyor.En güzeli de rengarenk kelebekler nazlı nazlı süzülüyor. Bahar güneşinin verdiği enerjiyle Kutbey kelebekleri yakalamak istemektedir.
Kaldırımın kenarında ki çimenlerde açılmış sarı bir papatyanın üzerindeki iri kanatları benek benek süslü kelebeği yakalamak için annesinin elinden sıyrılır, kelebeğe doğru koşar. Tam yakalayacakken kelebek caddeye doğru uçar. Kutbey kelebeğin peşinde,gözleri kelebekte.
Caddede taşıtlar çok hızlı. Kutbey arabaları görmüyor. Annesi çığlık çığlığa;
-Kutbey, Kutbey diye bağırıyor.
_Kutbey dur!
Kutbey duymaz.Kelebeğin peşinden caddeye fırlar. Tiz bir fren sesi duyulur. Sonra şiddetli bir gürültü ve şangırtı. Bir otomobil Kutbey’i ezmemek için ani fren yapmış, arkadaki otomobil duramamış ve ona çarpmıştı.
Kutbey çok korkmuştu. Gözleri iri iri açılmış,yüzü bembeyaz kesilmişti. Annesi kaldırım kenarında dizlerinin üstüne çökmüş, ellerini yanlarına vurarak çırpınıyordu..Korkudan oğlunun kurtulduğunu bile fark edemiyor,anlaşılmaz seslerle çığlıklar atıyordu.
Trafik durmuştu. Otomobilden inen sürücü, Kutbey’i kucakladı ve annesine götürdü.
-Bakın hanımefendi .Bir şeyciği yok. Çocuğuna sahip ol!
Sesi oldukça öfleliydi.
Biraz sonra polisler geldiler. Kutbey’in annesinin ve sürücülerin isimlerini yazdılar. Tutanak tuttular. Polislerden birisi işaret parmağını Kutbey’e doğru sallayarak;
-Bak çocuğum, bugün şanslıymışsın. Sakın bir daha araba yoluna çıkma!
Dedi.
Kutbey, korkudan titreyen sesiyle;
-Tamam polis amca dedi. Bir daha annemin elini de bırakmam.
Markete gitmekten vazgeçtiler. İkisi de çok korkmuştu. Eve döndüler.Biraz sonra annesi Kutbey’e sordu.
-Babana telefon edip olanları anlatalım mı?
Kutbey üzgün.
-Anlatmayalım anne dedi
Ama anne numaraları tuşladı. Telefonun sesini açtı. Kutbey de duyabiliyordu.
-Bey dedi, akşam eve gelirken trafik kurallarını öğreten bir oyuncak seti getir , Kutbey’in ihtiyacı var.
-Getiririm tabii. Ben oğlumla birlikte oynar, kuralları öğretirim. Dedi neşeyle babasının sesi.
4. Kutbey’in hangi özelliklerini sevdin? Annene anlat.
KURU KİRAZ
Bu yıl bir miktar kiraz kuruttum. Güneşte sağlam kirazlar bile rahatça kuruyor.
Döküntü ve çürük kirazlardan ziyade pazarlama şansını kaybetmiş geçik kirazlar,küçük kirazlar veya düşük fiat verilen herçeşit kiraz kurutulup para kazandırmaz mı?
Alttaki resme bakınız. 200 gram paketlenmiş kuru kiraz 13 Tl den satılmakta..Bir kğ kuru kiraz 12 kilo kirazdan elde edilmekte...Çekirdekleri çıkarılmış durumda.
Çekirdekli kurutulunca 6-7 kğ dan bir kilo elde edilebilir...
Düşünülmeli değil mi?
Kirazı kurutup satarak da yaş kilo değerini 4-5 liradan satmış gibi kazanılabilir!
(Geniş Bilgi yanda Kuru Kiraz başlığında...Gezleviyi çevrenin kuru Kiraz tesisiyle merkezi konuma yükseltmek istiyorsanız diye Belediyemize sesleniyorum;bu konuda hemen girişimlerde bulunup fizibilite çalışmaları yaptırın...Sayın Mehdi Eker çiftçinin ve köylünün yanında gözükmekte,fırsatı kaçırmayın!!!)
BEL FITIĞI.....PRATİK BİLGİLER....ümithazar.com dan alınmıştır.
bel fıtıklarının öncelikle ameliyatsız tedavi edilmesi , eğer başarı sağlanamıyorsa ve belirli kriterlerde mevcutsa cerrahi tedavisi yapılması esastır.
nitekim bel fıtığından 2-3 kez ameliyat olduğu halde , ilerde tekrar bel fıtığı olan insanlarla karşılaşabilirsiniz. işte bunun nedeni budur.
bel fıtığı ameliyatları diğer ameliyatlara benzemez. apandisit ameliyatı sadece 1 kez olur. safra kesesi ameliyatı sadece 1 kez olur. çünkü bir insanda bildiğiniz gibi , bir tane apandix , bir tane safra kesesi bulunur. bunlar radikal çözüm getiren ameliyatlardır. oysa , normal bir insanda 10 adet bel fıtığı çıkış yeri olduğu için , bel fıtığı ameliyatları radikal sonuç getirmeyen ve ilerideki dönemlerde bir dizi komplikasyonuda beraberinde getiren ameliyatlardır.
iyi bir fizik tedavi ile şikayetleriniz geçecektir..
benim size önerim ; iyi bir merkezde uygun bir süre içerisinde yoğun ve kaliteli bir fizik tedavi görmeniz olacaktır.
son olarak günlük hayatınızda dikkat etmeniz gereken , yapılması ve yapılmaması gereken bazı hususlardan bahsedeyim.
1 - Herhangi bir ağırlığı taşımanız gerekirse, yükü vücudunuza simetrik olarak paylaştırdıktan sonra taşıyın.
2 - Cisimleri bir yerden başka bir yere taşırken, belinizin eğik değil de dik pozisyonda olmasına dikkat edin.
3 - Ağır bir yükü kaldırmayı denemeyin. Kaldırmak zorundaysanız, başkalarından yardım isteyin.
4 - Hafif dahi olsa yerden bir cismi alırken dizlerinizi kırın ve çömelerek alın, belden eğilmeyin. Yükü belinizle değil, bacaklarınızla kaldırın
5- Bir eşyayı alırken ona doğru uzanmayın, yanına iyice yaklaşın ve öyle alın. Bir cismi yerden alırken de önce onu bedeninize doğru yaklaştırıp sonra yükseltin.
6 - Bir eşyayı taşırken, onu gövdenize yakın tutun. Taşınacak eşya vücudunuza ne kadar yakın olursa, omurganıza binen yük o kadar azalacaktır.
7 - İki kişi iseniz ve bir eşyayı iki ucundan tutarak taşımanız gerekiyorsa, birbirinize haber vermeksizin eşyanın bir ucunu asla bırakmayın.
8 - Bir cismi kaldırmadan önce, ne kadar ağır olduğunu tahmin etmeye çalışın. Kaldırma işlemine geçmeden önce cismi hafifçe yoklayarak test edin ve ağırlığı hakkında tam bir fikir edindikten sonra kaldırın.
9 - Cisimleri bedeninizle değil, önce beyninizle kaldırdığınızı unutmayın. Bu nedenle, ağır bir yükü mutlaka kaldırmanız gerekiyorsa, haltercilerin yaptığı gibi çok iyi konsantre olun. Kaldırırken yavaş ve temkinli hareket edin, ani hareketlerden kaçının. Adalelerinize ani yük bindirmeyin. Kaldırma esnasında karın kaslarınızı kasarak bütün kas gruplarınızı aynı anda çalıştırın. Karın ve sırt adalelerinizin kasılması omurganızı destekler.
10 - Ağır bir yükü belinizden daha yükseğe kaldırmayın. Hele bu yükü başınızdan yukarı kaldırmayı denemeniz tam bir felaket olabilir.
11 - Ayakta iken belinizi sağa veya sola doğru rotasyon yaptırıp eğilerek yerden bir şey almayın.
12- Yük elinizde iken dönmeniz gerekiyorsa belinizle değil, ayaklarınızın yerini değiştirerek dönün.
13 - Beliniz geriye doğru eğilmiş vaziyetteyken sırtınıza ağırlık yüklemeyin. Mutlaka yüklemeniz gerekiyorsa, dizleriniz biraz kırılmalı ve vücudunuz öne doğru hafif eğik olmalı.
14 - Ağır bir cismi bir yerden bir yere çekerek veya iterek tek başınıza götürmeyin.
15 - Bir cismi taşırken ayaklarınızın yere sağlam basması gerekir. Her iki ayağınız arasındaki mesafe de yaklaşık omuz genişliğinizde olmalı ve ayak uçlarınız dışa bakmalı.
16 - Sandalye veya koltukta otururken dik bir pozisyonda olmaya gayret edin ve bunu alışkanlık haline getirin. Bu esnada diz eklemlerinizin kalça eklemlerinden daha yüksekte bulunmasında, ayak tabanlarının yere temas ederken düz konumda olmasında ve yere rahatça basmasında yarar var. Otururken zaman zaman pozisyon değiştirmeniz de iyi olur.
17 - Yumuşak, alçak ve derin koltuklarda oturmayın. stabil olmayan bozuk koltukların ve yumuşak iskemlelerin belinizi tehdit ettiğini unutmayın. Kol konacak sandalye ve koltukları tercih edin.
18 - Sandalyede otururken ayaklarınızın altına bir basamak çekerseniz daha rahat edersiniz.
19 - Abdest alırken, dişlerinizi fırçalarken ya da elinizi, yüzünüzü yıkarken lavaboya doğru eğilmeyin; belinizi olabildiğince dik tutmaya gayret edin. Bu nedenle, evinizdeki lavaboların mümkünse biraz daha yüksekçe yapılmasını sağlayın.
20 - Her gün ez az 15 dakika yürüyün. Yürüme mesafesini giderek arttırın.
21 - Bir defa bel rahatsızlığı geçirmiş ve iyileşmişseniz, uzman doktorunuzun önerdiği egzersizleri aksatmadan yapın; çünkü düzenli egzersiz yapanlarda ağrının tekrarlaması daha seyrek görülür. Kronik ağrısı olan hastalar, hafif ağrılı dönemde bile egzersizlerden yararlanırlar.
22 - Sağlıklı olsanız bile her gün kaslarınızı güçlendirici egzersizler yapın. Karın, sırt ve kalça adalelerinin vücudun doğal korsesi olduğunu unutmayın.
23 - Egzersizleri, altında sunta veya tahta bulunan halı veya battaniye gibi sert bir zemin üzerinde yapın.
24 - Egzersiz hareketlerinin sayısını gün geçtikçe yavaş yavaş arttırın, başlangıçta aşırıya kaçmayın.
25 - Spor veya egzersiz yaparken ani ve zorlayıcı hareketlerden kaçının.
26 - Spor veya egzersize başlamadan önce mutlaka ısınma hareketleri yapın.
27 - Egzersiz sonrasında şiddetli ve 15 dakikadan fazla süren bir rahatsızlık ortaya çıkarsa uzman doktora danışın. Bir saati geçen rahatsızlık söz konusu ise o hareketi yapmayın.
28 - Günlük yaşantınızda ani hareketlerden sakının. Özellikle yataktan veya koltuktan kalkarken ani hareket yapmayın.
29 - Sandalyeden kalkarken bir ayağınız diğerinin önünde olmalı, bacak kaslarınız ve kollarınızın yardımıyla kendinizi yukarıya doğru iterken sırtınız dik pozisyonda bulunmalı.
30 - Yüksek iskemlelerde veya benzeri yüksek yerlerde oturmak bele binen yükü arttırır, bundan kaçının.
31 - Televizyon seyrederken veya herhangi bir gösteriyi izlerken koltukta sırtınızı kamburlaştırmak rahatsızlıklara yol açar.
32 - Her gün beyaz peynir ve bir kase yoğurt yemeyi ya da bir bardak az yağlı süt içmeyi alışkanlık haline getirin, güneş ışığından yeterince istifade edin.
33 - Vücut ağırlığınızı sürekli kontrol altında tutun. Alınan her fazla kilonun vücudunuz ve beliniz için ilave bir yük olduğunu, bunun da belinizin biyomekaniğini olumsuz yönde etkilediğini unutmayın.
34 - Uzman hekime danışmadan bel korsesi kullanmayın. Çelik balenli korselerin uzun vadede bel ve karın adalelerini zayıf bırakacağını unutmayın.
35 - Kesin teşhis konulup bel ağrınızın nedeni anlaşılmadan belinizi asla çektirmeyin ve maniplasyon (el ile müdahale) yaptırmayın. Bunun bazen felce kadar giden sonuçlara yol açtığını unutmayın.
36 - Üzüntü ve streslerin bel sağlığınızı da olumsuz yönde etkilendiğini bilerek ruh sağlığınıza özen gösterin. Ailevi, sosyal veya iş hayatınızla ilgili problemlerinizi çözmek için gerekirse ilgili doktor ve şahıslardan yardım isteyerek köklü bir çözüme gidin. Lüzumu halinde, bulunduğunuz ortamı geçici de olsa değiştirin veya tatile çıkın.
37 - Yaptığınız işi sevin. Stres altında ve işyerinde mutsuz olan kişilerde bel rahatsızlıkları daha sık görülür. Bu nedenle meslek seçimi konusuna henüz hayatın başındayken gereken önemi verin.
38 - Günlük yaşamda gerginlikten kurtulmanın yollarını öğrenin.
39 - Yüksek topuklu veya topuksuz ayakkabı giymeyin. Ayakkabılarınızın topuklarının yüksekliği normal, ökçeleri yumuşak olsun.
40 - Sandalye veya koltuğa oturmak için kendinizi sanki üstüne düşüyormuş gibi bırakmayın. Yavaş yavaş, kontrollü olarak oturma pozisyonuna geçin.
41 - Sandalye veya koltukta otururken, bir cismi hafif dahi olsa öne doğru eğilerek yerden almayın.
42 - Beliniz ağrıdığı dönemlerde alafranga tuvaletleri tercih edin. Tuvalete otururken en azından tek elinizi destek olarak kullanın.
43 - Tuvalet ihtiyacınızı giderirken oturur pozisyonda öne doğru eğilmeyin. Ağrılı dönemde alafranga tuvalette ters oturmanız, bu açıdan yarar sağlayabilir.
44 - Sert yatak istirahatinde iken, altına birkaç yastık koyarak ayaklarınızı yükseltmeniz daha iyi olacaktır. Bu esnada yemeklerinizi yatarak yiyebilirsiniz. Namazlarınızı sağ yanınıza doğru yatarak işaretle kılabilirsiniz. Yastığınızın alçak olmasında da yarar var. Bu pozisyonda yorulursanız yan yatabilirsiniz.
45 - Yan yatışta kalça ve dizlerinizden çekerek bacaklarınızı toplar ve ana rahmindeki gibi kıvrılarak durursanız rahat edersiniz. İki bacağınızın arasına yumuşak bir yastık koymanız da iyi olur.
46 - Doktorunuz mutlak yatak istirahati vermişse, tavsiyesine uyun. Bu tedavi esnasında ağrınız artıyor, durumunuz kötüye gidiyorsa doktorunuza bildirin. Birkaç gün içinde iyileşirseniz yine doktorunuzu haberdar edin. Uzman doktor, hastanın tedaviye vereceği cevaba göre bu süreyi arttırabilir ya da azaltabilir. Zaten ilk birkaç gün sonrasında hastalığın genel seyri kendisini belli eder. Prensip olarak hasta, becerebildiği anda normal yaşantısına dönmelidir. Kriter, hayat kalitesidir. Zira, lüzumsuz uzamış yatak istirahati de doğru değildir.
47 - Yorgunluğa bağlı olarak beliniz ağrıyorsa, usulüne uygun yapılan 10-15 dakikalık istirahat en iyi ilaçtır. Tam rahatlamak ve gevşemek için ayaklarınızı sandalyeyle yükseltirken, boynunuzun altına da küçük bir yastık koyabilirsiniz.
48 - Sırtüstü yatarken yüksek yastık kullanmayın.
49 - Yatağınız bel hizasından itibaren kırılabiliyorsa, 45 derecelik bir açı oluşturacak şekilde ayarlayarak sırtınızı dayayabilir ve dinlenebilirsiniz. Böyle bir yatağınız yoksa, iskemleyi devirerek arkalığın üzerine yastık koyup aynı şekilde dinlenebilirsiniz.
50 - Bacaklarınız düz pozisyondayken ayakta dimdik uzun süre hareketsiz kalmayın. Münavebeli olarak bir ayağınızı öne doğru uzatıp pozisyon değiştirin veya yürüyün.
51 - Sağlıklı iken düzenli olarak spor yapın. Yüzmeye önem verin, yürümeyi ihmal etmeyin.
52 - Daha önce bel rahatsızlığı geçirdiyseniz; güreş, boks, judo, futbol, basketbol gibi mücadele gerektiren ve halter, jimnastik, golf, tenis gibi zorlayıcı sporlardan uzak durun. Bunların yerine yürüme ve yüzme gibi sporları tercih edin. Beli fazla eğmeden bisiklete binmek de faydalıdır.
53 - Çocuklarınız hızlı gelişsinler diye onlara aşırı antrenman veya gereğinden fazla spor yaptırmayın.
54 - Çocuklarınızı, oturarak ders çalışırken öne veya yana eğik durmamaları konusunda sık sık uyarın. Masada uzun süre çalışması gereken kişilerin öne eğilmemeleri için, çalışma yüzeyinin bir miktar eğimli olmasında yarar vardır. Ayrıca, masanızın altına ayak dinlendirme basamağı koyun.
55 - Raflardan kitap veya herhangi bir eşyayı alırken önce ayağınızın altına yükseltici bir şey koyun ve eşyanın hizasına yükseldikten sonra onu alın.
56 - Çamaşır asarken yukarıya doğru uzanarak belinizi germeyin, ipin seviyesini boyunuza göre ayarlayın.
57 - Ayakkabınızı bağlamanız veya benzer bir hareket yapmanız gerekiyorsa, çömelerek veya yüksekçe bir cismin üstüne basarak yapın.
58 - Yataktan kalkarken önce tam yan dönün, daha sonra ellerinizle yandan destek alarak oturur pozisyona geçin ve öyle kalkın. Yatmak için ise önce yatak kenarına oturun ve bacaklarınızı yukarıya çekerken gövdenizi yatağa uzatın.
59 - Otomobil kullanırken koltuğunuz sert olsun, arkaya dayandığınızda koltuk belinizi desteklesin ve adeta kavrasın. Uzun yola çıkarken belinizi ince bir yastıkla destekleyin...sert yatağı tercih edin.
60 - Otomobile bindiğinizde, koltuğunuzu pedallara yakın olacak şekilde ayarlayın. Dizlerinizin de kalçanızın biraz yukarısında durmasını sağlayın. Aksi halde beliniz rahat etmez.
61 - Uzun süre araç kullanmayın. Şayet önünüzde kat edilecek çok uzun bir yol varsa, sık sık mola vermeyi ve bu esnada biraz yürümeyi tercih edin.
62 - Arabanızın bagajını boşaltırken, eşyaları öne ve ileriye doğru uzanarak almayın. Önce bir ayağınızı tamponun üzerine koyun, sonra belinizi fazla eğmeden bagajı boşaltın.
63 - Çocuklarınıza, okula giderlerken çantalarında mümkün mertebe az yük taşıtmaya çalışın. Bunun için, sadece o günkü dersleri ilgilendiren kitap, defter ve gereçleri yanlarına almaları konusunda onları eğitin.
64 - Ütü yaparken tek ayağınızın altına 15-20 santimetre yükseklikte bir cisim koyarak hafifçe yükseltin, belinizin rahatladığını göreceksiniz. Bir süre sonra basamağın üzerine öbür ayağınızı koyun.
65 - Elektrikli süpürgeyle veya paspasla yerleri temizlerken öne doğru eğilmeyin ve belinizi dik bir pozisyonda tutmaya gayret edin. Bu nedenle uzun saplı süpürge kullanmak daha yararlı olacaktır. Bahçede çalışırken de uzun saplı aletleri tercih edin.
66 - Yatağınız sert olsun. Yattığınız zaman vücudunuz yatağa gömülmesin. Vücudu değişik şekillere sokan, stabil olmayan, yumuşak veya çöküntülü yataklar sağlıklı değildir. Altında sunta veya tahta olan yataklar ile üzerine yatıldığında omurganın fizyolojik kıvrımlarına uyum gösterebilen kaliteli ortopedik yatakları tercih edin.
67 - Bilgisayar karşısında saatlerce hareketsiz veya uygun olmayan pozisyonda kalmak beli rahatsız eder. Bilgisayarda çalışırken başınız dik, beliniz ve kalçalarınızın arka kısmı destekli, köprücük kemikleriniz yere paralel durumda olmalı. Gözleriniz ekranın üst düzeyi hizasına yakın konumda ve ekranı tam karşıdan görecek pozisyonda bulunmalı. Kollarınız rahat, ön kol ve bilekleriniz aynı çizgi üzerinde yere paralel olmalı. Ayaklarınızı da bir destek üzerine koymanız daha iyi olur.
68 - Daha önce bel rahatsızlığı geçirdiyseniz, zıplama hareketi yapmayın ve yüksek bir yerden asla atlamayın.
69 - Sağlıklıyken, günlük yaşantınızda tembel olmayın, hareketliliği tercih edin. Fazla harekete izin vermeyen iş ve hayat düzeni belinizi tehdit eder. Söz gelişi, otobüsten bir durak önce inmek veya asansör yerine merdiveni kullanmak size çok şey kazandırır.
70 - Yürürken veya ayakta dururken vücudunuzun dik bir pozisyonda olmasına özen gösterin. Ağırlığınızı her iki bacağınıza eşit olarak paylaştırın. Ayakta dururken her iki omuz ve kalçanızın aynı hizada olmasına dikkat edin. Doğru duruşta çene içeri çekilmiş, baş dik, sırt ve bel düzdür. Bu duruşta, kulaktan yere indirilen dik çizgi, omuz ve kalçanın ortasından, ayak bileğinin önünden geçer. Ayakta dururken sırt kambur, bel çukur, karın öne sarkık, göğüs yassılaşmış ve çene öne çıkmış olursa, bu duruş yanlıştır. Böyle bir pozisyon bele rahatsızlık verir ve iç organlar da basınç altında kalır.
71 - İşyerinde devamlı oturarak çalışıyorsanız, bu durumun beliniz için sakıncalı olduğunu bilin ve ara sıra kalkıp dolaşın; çünkü oturur pozisyonda iken belinize binen yük, ayakta iken olduğundan belirgin şekilde daha fazladır. Yapılan araştırmalarda, günlük mesaisinin büyük bir kısmını oturarak geçirenlerde bel fıtığına yakalanma riskinin ayaktakilere oranla daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Oturarak çalışırken belinizi ince bir yastıkla desteklemenizde yarar vardır.
72 - Sırtüstü yattığınızda veya bir halıya uzandığınızda, bacaklarınızı dizlerinizden kırarak yukarıya doğru toplayın. Bu pozisyonda beliniz rahatlar ve ağrılarınız daha çabuk geçer.
73 - Yan veya sırtüstü pozisyonda yatarak uyuyun. Yüzüstü yatmayın. Sırtüstü dümdüz uzanmak da doğru değildir.
74 - Daha önce bel ağrısı tecrübesi yaşadıysanız, testereyle odun kesmeyin. Şayet bu işlem esnasında alet takılırsa, ileriye ve geriye doğru zorlayarak kurtarmaya çalışmayın.
75 - İri cüsseli hayvanları yakalamak, yere yatırmak veya taşımak gibi zor bir işle meşgul olmak zorundaysanız, tek başınıza çalışmayın. Bu işlemi birden fazla kin sşi beraberce yapın. İşi ehline bırakmak ise en iyisidir.
76 - Saçınızı yıkarken öne doğru iki büklüm eğilmeyin. Yere diz çöktükten sonra dirseklerinizi küvetin kenarına dayayıp başınızı yıkayabilirsiniz. Daha da iyisi, küvetin içine girip oturarak yıkanmaktır.
77 - Bel rahatsızlığınız varsa kamyon, kepçe, greyder gibi belinizi sürekli sarsan iş makinelerini kullanmayın.
78 - Koltukta kitap okurken, sırtınız arkaya yaslanmış ve başınız dik pozisyonda olmalı. Baş ve boyun öne eğilmiş şekilde okumak, beli rahatsız eder.
79 - Masaya veya herhangi bir yere dayanarak dinlenecekseniz, beliniz çukur vaziyette olmasın. Kalça ve dizlerinizi bükerek kendinize daha rahat bir pozisyon verin.
80 - Ayakta çalışırken, ayağınızın altına alçak bir cisim çekin. Vücut ağırlığını zaman zaman bir bacaktan diğerine aktarın. Bulaşık yıkarken lavabonun altındaki dolabı açarak bir bacağınızı içeriye doğru sokarsanız, rahat ettiğinizi göreceksiniz.
81 - Çalışırken kendinizi aşırı yormayın. Bazen bir işten diğerine geçmek de dinlendirici olabilir.
82 - Merdivenlerden inerken bastığınız basamaklara çok dikkat edin. Bazen son basamağa geldiğinizi sandığınızda bir basamak daha vardır ve siz farkında olmadan tüm vücudunuzla aşağıya doğru düşersiniz. İşte bu çok tehlikeli bir harekettir, bundan kaçının.
83 - Tarlada, inşaatta, işyerinde, evde çalışırken veya kar kürerken beliniz aniden ağrımaya başladıysa, geri kalan işi bitirmek üzere gayret sarf etmeyip hemen istirahate çekilin. Sert bir zeminde sırtüstü uzanıp dizlerinizi hafifçe bükerek bacaklarınızı yukarıya doğru toplamış vaziyette 15-30 dakikalık istirahat oldukça rahatlatıcı olur. Eğer bu süre sonunda durumunuzda iyiye gidiş yoksa doktorunuza müracaat edin. Hastalığınız esnasında istirahat süresinin uzun mu yoksa kısa mı olacağını önceden kestirebilmek çok zordur, manyetik rezonans görüntüleme metodu uzman doktora bu konuda bir fikir verir.
84 - Sık sık eğilip bükülmenizi gerektiren bir iş yapıyorsanız, belirli aralıklarla dinlenin. Bu dinlenme esnasında da belinizi aksi yönde esnetin.
85 - Bebeğinizi beşikten veya yattığı yerden alırken ona doğrudan uzanmayın. Önce dizlerinizi kırarak çökün ve bebeğe yaklaştıktan sonra kucağınıza alın.
86 - Bir yaşını geçmiş çocuklarınızı kucağınıza alıp sevmek için belinizden eğilerek ileriye doğru uzanmayın. Çocuğunuzu mutlaka dizlerinizi kırarak kucaklayın ve severken de yanınıza oturtarak veya beraberce yatarak sevin.
87 - Beliniz ağrıyorsa ve ağrı özellikle de bacağınıza vurmaya başladıysa, vakit geçirmeden uzman doktora müracaat edin. Doktor olmayan kişilerle kaybedeceğiniz vaktin bazen telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabileceğini unutmayın.
88 - Kapı veya pencereyi açarken zorlanıyorsanız, güçlü bir kişiden yardım isteyin.
89 - Karın kaslarının kasılmasıyla oluşan etki, disk içindeki basıncı bariz miktarda azaltır. Günlük yaşantınız esnasında çeşitli yerlerde beklerken karnınızı içeri çekerek adalelerinizi gerin ve gergin vaziyette 10’a kadar sayarak soluk almadan öylece durun. Sonra yavaş yavaş gevşeyin. Soluk tutma süresini haftalar ilerledikçe giderek arttırn sın. Karın kaslarınız kasılmış vaziyette soluk alıp vermeye alışın.
90 - Bel fıtığının en çok etkilediği alanlardan biri de kişinin cinsel hayatıdır. Bu konudaki sıkıntılarınızı doktorunuza anlatmalısınız. Doktorunuz size, cinsel perhiz ve aktif cinsel hayatınızın ne şekilde olacağı konusunda geniş bilgi verecektir. Ancak ağrının şiddetini koruduğu süreçte ve akut dönemlerde cinsel perhiz uygundur. Şikayetler gerileyip kişi kendini aktif cinsel hayata hazır hissettiğindeyse, çiftlerin yan yattıkları pozisyon (erkek arkada) tercih edilmelidir. Hastalığı geçirmiş olan kişinin altta bulunduğu ve belini hafif bir yastıkla desteklediği pozisyon da nispeten tavsiye edilebilir.
91 - Bel rahatsızlığı geçirdiyseniz, uçak yolculuğu sırasında ayağınızı rahatça uzatabileceğiniz bir yeri tercih edin. Uzun süreli yolculuklarda koltuğunuzu hafifçe arkaya yatırın ve belinizi ince bir yastıkla destekleyin. Yolculuk esnasında sürekli oturmayın, ara sıra ayağa kalkarak biraz yürüyün. Yolculuk bitiminde valizlerinizi tekerlekli arabaya koyarak taşıyın. Valizleriniz zaten tekerlekliyse, problem yok demektir. İmkan varsa, yolculuk sonunda sıcak bir küvete veya jakuziye girerek adalelerinizi rahatlatın.
92 - Belinizin ağrıdığı günlerde çevrenizdeki insanlardan yardım istemekten çekinmeyin. Evde eşiniz ve çocuklarınız, işyerinde ise arkadaşlarınız rahatsızlığı atlatmanızda size yardımcı olabilirler. Arabanızı bile birkaç gün süreyle başka birileri kullanabilir. Her işi bizzat kendiniz yapmak zorunda değilsiniz.
93 - Doktorunuzun verdiği ilaçları tavsiye edildiği gibi kullanmaya özen gösterin. Mide problemi veya herhangi başka bir yan etki ortaya çıkarsa doktorunuza bildirin.
94 - Bel ve sırt ağrılarının bir kısmı, günlük hayatta yaşanan stres, endişe, kızgınlık, kıskançlık, üzüntü ve bastırılmış öfke gibi duygular sonucunda ortaya çıkar. Devam eden bu tip duygular karşısında belirli bir çözüm ve rahatlama sağlanmazsa, beyin vücudun herhangi bir bölgesinde ağrıyı başlatma komutunu sizden habersiz olarak verir. Böylece asıl meseleden kaçılarak ilgi başka tarafa çekilir. Bel de bu tip olaylardan sıklıkla nasibini alan bölgelerden biridir. Böyle bir mekanizmanın tuzağına düşmüş olan kişi, hafif ağrılarını abartır. Aslında bu şekilde, çözülememiş duygusal problemlerden kaçılmaktadır. Doktora müracaat ettiğinizde yapılan tetkikler neticesinde ciddi bir hastalık teşhisi net olarak ortaya konamamışsa, yukarıda anlattığımız mekanizma aklınıza gelsin. Bir taraftan asıl probleminizi bulup çözmeye çalışırken, diğer taraftan telkinle hasta olmadığınıza kendinizi inandırın. Ağrılarınızın hafiflediğini, hatta kaybolduğunu göreceksiniz.
95 - Tedaviniz bitip yeniden iş hayatınıza döndüğünüzde, faaliyetlerinizi yavaş yavaş arttırın. Hatta ilk birkaç gün yarım mesai ile yetinin. Belinize aşırı yükleme yapmayın. İş, aile ve sosyal hayatınızda, bu önerileri daima göz önünde bulundurun.
96 - Alkol, diğer birçok zararlarının yanı sıra kemik sağlığını da olumsuz yönde etkiler. Omur kemiklerindeki mineral kaybı ve sağlıksız yapı, dolaylı olarak disklere etki eder. Bu nedenle alkol kullanmamaya özen gösterin.
97 - Sigara içenlerin vücudundaki tüm hücreler yeterli oksijen alamaz. Bu olaydan kalp, akciğer ve beyin başta olmak üzere bütün organlar etkilenir. Omur kemikleri arasındaki diskler de oksijensiz ortamda daha kolay dejenere olur ve zamanla kendilerini tamir etme yeteneklerini kaybederler. Böylece, bel fıtığı gelişmesi riski de artar. Sigara ayrıca öksürüğü başlatır. Öksürük de dejenere olmuş ve zayıflamış disklerin üzerine aşırı bir basınç uygulayarak bazen bardağı taşıran son damla olabilir. Sigara içmeyin, içiyorsanız mutlaka bırakın. Bu konuda doktorunuzdan veya gönüllü kuruluşlardan yardım alabilirsiniz.
98 - Tek bir çeşit bel fıtığı olmadığı gibi tek bir çeşit bel fıtığı tedavisi de yoktur. Öyle bir bel fıtığı vardır ki, tedavisi için yalnızca ilaç ve istirahat yeterli olur. Öylesi de vardır ki, fizik tedavi ve diğer konservatif tedavi türleriyle iyileşir. Bazı bel fıtıkları da vardır ki, mutlaka cerrahi girişim gerektirir. Bu nedenle, elindeki tek bir tedavi çeşidiyle tüm bel fıtığı hastalarını iyileştirdiğini söyleyen şahıslara inanmayın, sağlığınızı uzman doktorlara emanet edin.
99 - Uzman doktor yaptığı muayene ve tetkikler neticesinde sizde bel fıtığı tespit etmişse , cerrahi girişimden önce iyi bir merkezde yoğun bir fizik tedavi görmekten kaçınmayın..çünkü ; bel fıtığı ameliyatları hem riskli ve tehlikelidir , hemde ilerde bir başka yerden tekrar bel fıtığı olma riski olduğundan , garantisi olmayan ameliyatlardır.. Prensip olarak bel fıtıklarının öncelikle ameliyatsız tedavi edilmesi , eğer başarı sağlanamıyorsa ve belirli kriterlerde mevcutsa cerrahi tedavisi yapılması esastır...cerrahi girişim son çaredir..
100 - Unutmayın; her yere araba ile gitmek, televizyonu uzaktan kumanda ile açıp kapamak, sürekli oturarak çalışmak, kilo aldıracak her türlü besini umursamadan yemek, doğru bir yaşantı değildir.
Hülasa ; benim size önerim : iyi bir merkezde uygun bir süre içerisinde yoğun ve kaliteli bir fizik tedavi görmeniz olacaktır.
geçmiş olsun dileklerimi sunar, acil şifalar dilerim.
SULTAN GİĞİ (GEYİK )
bugün 18 ziyaretçi (39 klik) kişi burdaydı!
GAM YÜKLERİ İLE YÜKÜMÜZ TUTTUK
Aşık ÖMERden
Gam yükleri ile yükümüz tuttuk
Hicran katarının kervanıyız biz
Feleğin ağusun aşında bulduk
Mihnet tekkesinin mihmanıyız biz
Hakikat yolunu tutmuş gideriz
Kemlik edenlere iy'lik ederiz
Hazret-i Hüda'nın emrin tutarız
Rah-ı hakikatın rehvanıyız biz
Ey Ömer aşk ile irfan yoluyuz
Serv-i tubaların servi dalıyız
Bizi sevenlerin biz de kuluyuz
Sevmiyenin şah ü hakanıyız biz
Bağrıma Ekin Tohum
Bağrıma ekin tohum
Yeşersin sakin ruhum
Milyonlarca yıl ben de
Yemyeşildim mutluydum
Canlılar gezdi tende
Sevgiliydim kutluydum
Bana ekseniz tohum
Gülümser temiz ruhuım
Ağaçlıydım ev oldum
Dallarım kuşa yuva
Sincaplara üst yoldum
Şen şakraktı dağ ova
Hasretim verin tohum
Murada ersin ruhum
Sel götürmesin beni
Sular şarkı söylesin
Yel üfürmesin emi
Çiçeklerle söyleşin
Bir kazma ve bir tohum
Sabırsız bekler ruhum
11.Şubat 2008
Mevlüt Yanar
Erişilmez
Bir erişilmeze duyulan özlem
Ruhları ateşte tava getirir
Dünya avucunda hükümdar olur
Belki mevlasına çabuk yetirir
Mevlüt Yanar
HADİM ADININ KÖKENİ
Hadim adını Keykubad'ın valisi Kamerüddin
Hadim Bey den almıştır.
(Büyük Sultan Alaaddin
Keykubad Hadim Ermenek
üzerinden Silifke'ye ordu
yürütüp bölgeyi Ermenilerden
temizleyince Kamerüddin
Hadim Lala yı yöreye yönetici
yapmış,onun başarılı
yönetimi bahsedfilen yerlerin
Hadimeli olarak adlandırıl
masını sağlamıştır. Konuyla
ilgili makalem Hadimin
sesi gazetesinde 1994 te
yayımlanmiştı.Bu konuda i
pucu bilgileri Prof Osman
Turan ın " Selçuklular
Zamanında Türkiye "
adlı eserinde bulunmaktadır.)
Selçuklu sonrası Hadim
İli Karaman Beyliğinin vatanı
olunca İklim-i Karamanın bir
parçası olmuş ve
önemini yitirmiştir.
Ancak idari birim olarak
Merkezi bazen Pillonda
(Taşkent-Pirlerkondu-Philedelfia...),
bazen Hadim olmak üzere
varlığını sürdürmüştür.
18.Yüzyılda Ebu Said Muhammed
Hadimi'nin ülke çapında
bilim ve tasavvuf adamı
olarak ünlenmesi Hadim'i
de Osmanlı Ülkesinde hatırı
sayılır konuma yükseltmiştir.
Zaman zaman Karaman
ilçesine bağlanan Hadim
1926 da Hakettiği ilçelik
ünvanını tekrar kazanmıştır.
GAM YÜKLERİ İLE YÜKÜMÜZ TUTTUK
Aşık ÖMERden
Gam yükleri ile yükümüz tuttuk
Hicran katarının kervanıyız biz
Feleğin ağusun aşında bulduk
Mihnet tekkesinin mihmanıyız biz
Hakikat yolunu tutmuş gideriz
Kemlik edenlere iy'lik ederiz
Hazret-i Hüda'nın emrin tutarız
Rah-ı hakikatın rehvanıyız biz
Ey Ömer aşk ile irfan yoluyuz
Serv-i tubaların servi dalıyız
Bizi sevenlerin biz de kuluyuz
Sevmiyenin şah ü hakanıyız biz
Bağrıma Ekin Tohum
Bağrıma ekin tohum
Yeşersin sakin ruhum
Milyonlarca yıl ben de
Yemyeşildim mutluydum
Canlılar gezdi tende
Sevgiliydim kutluydum
Bana ekseniz tohum
Gülümser temiz ruhuım
Ağaçlıydım ev oldum
Dallarım kuşa yuva
Sincaplara üst yoldum
Şen şakraktı dağ ova
Hasretim verin tohum
Murada ersin ruhum
Sel götürmesin beni
Sular şarkı söylesin
Yel üfürmesin emi
Çiçeklerle söyleşin
Bir kazma ve bir tohum
Sabırsız bekler ruhum
11.Şubat 2008
Mevlüt Yanar
Erişilmez
Bir erişilmeze duyulan özlem
Ruhları ateşte tava getirir
Dünya avucunda hükümdar olur
Belki mevlasına çabuk yetirir
Mevlüt Yanar
HADİM ADININ KÖKENİ
Hadim adını Keykubad’ın valisi Kamerüddin Hadim Bey den almıştır. (Büyük Sultan Alaaddin Keykubad Hadim Ermenek üzerinden Silifke’ye ordu yürütüp bölgeyi Ermenilerden temizleyince Kamerüddin Hadim Lala yı yöreye yönetici yapmış, onun başarılı yönetimi bahsedilen yerlerin Hadimeli olarak adlandırılmasını sağlamıştır.
Konuyla ilgili makalem Hadimin sesi gazetesinde 1994 te yayımlanmıştı. Bu konuda ipucu bilgileri Prof Osman Turan ın “Selçuklular Zamanında Türkiye” adlı eserinde bulunmaktadır.) Selçuklu sonrası Hadim İli Karaman Beyliğinin vatanı olunca İklim-i Karamanın bir parçası olmuş ve önemini yitirmiştir. Ancak idari birim olarak Merkezi bazen Pillonda (Taşkent-Pirlerkondu-Philedelfia…), bazen Hadim olmak üzere varlığını sürdürmüştür. 18.Yüzyılda Ebu Said Muhammed Hadimi’nin ülke çapında bilim ve tasavvuf adamı olarak ünlenmesi Hadim’i de Osmanlı Ülkesinde hatırı sayılır konuma yükseltmiştir. Zaman zaman Karaman ilçesine bağlanan Hadim 1926 da Hakettiği ilçelik ünvanını tekrar kazanmıştır.