iletişim
     Gezlevi Tarihi ve Coğrafyası
     Aşık Ömer
     Oğuzname ve Gezlevi'de Bu gün Kullanılan Atasözleri
     M Yanar Hikayeleri
     DEVRENT--- Taih Olacak Tarihi DuvarYeni sayfanın başlığı
     Gezlevi'de Kullanılan Farklı Kelimeler
     Mevlüt Yanar Şiirleri
     Sağlık-Beslenme Sayfası
     Büyük Şairlerden
     Molla Mustafa,Sadrettin Kütükçü,Helim Mehmet,S.Kılınçer
     Nüfus
     iki İdam İki Şehit
     Gezlevi İçin Gerekli
     Bağcılık
     SEÇİM-MAHALLİ İDARELER
     Mantarlar
     KİRAZ HAK: HERŞEY
     Aladağ-Yerköprü
     Toktamış ATEŞ
     sosyal devlet
     Nürnberg'i Hatırladım
     coğrafya soruları
     Gezlevi'de Eski Ramazanlar
     fakılar-holuslar
     Denizden Yaylalara
     KOP ve Karayolu Yatırımlarında Durum
     M.Kemal Kronolojisi
     Kürt Meselesine Newsweek Yaklaşımı
     Zorunlu Askerlik
     Kahramanlar-Kitap
     M. Kemal, Milli Mücadele’ye niye daha geç katılıyor?
     Anasayfa Aktarmaları
     Almanca Cevaplar
     inşaat davaları
     Mahkeme Dilekçe Örnekleri
     Mehmet Acar-Yatırımlar
     Kınalıade Ali
     HZ İSA nın Vefatı
     Kamulaştırma Kanunu
     KURU KİRAZ
     yörük
     Yörük 2
     yörük 3
     yörük 4
     Yörük İskanı
     gezlevi tarihine ilave
     Hadim Meteorolojik Verileri
     19 Mayıs ABD Askeri
     Ermeni katliamı
     Milletvekili Maaş Kıyaslaması
     bel kayması
     Saanen Keçileri
     Irbık Ülüğü hikaye
     Anasayfa Aktarması mart 2012
     anasayfa Aktarma mart 2012
     astım
     M. Kemalin 24 Nisan Meclis açış konuşması
     Aydınlı Aşireti Özelliklerinden
     SULAMA PROJESİ
     Thresi-Yasemin
     sarıçavuş
     Kalorifer
     Eğri Göl-Hasan SayındanYeni sayfanın başlığı
     Molla Mustafa
     Vefat Şiirleri
     Orhan Deresi
     19 0cak anasayfa aktarması 2015
     ilgili siteler
     Her Yönüyle Korualan---Bilal Erdek
     Anasayfa aktarmaları haziran 2016
     Dilekçe örneği
     vazgeçme
     temmuz 2016 anasayfası
     FRANSIZCA..ÇALIŞMALARIM
     Rusça Çalışmaları...Ya izuçayu russki yazık
     Bozkır Barajı...Gökdere
     İnsani Gelişme Endeksine ...ülkeler
     Gezlevi'li Ali Efe.... Yüzbaşılardan
     5.6.2017 Anasayfa akatarması
     Anket Yapalım
     Link listesi
     Sayaç
     kafka
     mustafa özlem
     ıinsani gelişme basamakları
     ŞİİR ÇALIŞMALARI
     HADİMİ
     yeni şiirler
     Yeni sayfanın başlığı
     rasül
     işte...
     Suriyeliler ve Suriye
     GEZLEVİ KURULUŞU İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELERİM
     Gezlevi Yemek Kültürü.

Kaynak gösterilmeden siteden alıntı yapılamaz.


KULYANAR - Anasayfa Aktarmaları


 
 

İSA  Aleyhisselam Beytüllahim'de   Zemheride doğdu. Gün bilinmiyor.

Katolik hıristiyanlar 24 Aralık  (noel-Weichnachten)  Ortodokslar  6 Ocak gününü   doğum günü sayarlar.  Evangelisch- Protestanlar da katoliklerin görüşündedir.

Papa Gregoryen takvimini hazırlatırken ikisinin ortasındaki 1 ocak gününü yılbaşı  kabul etmiştir.

Türklerde yılbaşı genellikle  sultan navruz dediğimiz 21 mart olarak  kabul edilmektedir.
Hicri takvimde ise 1 Muharrem yılbaşı olup her sene 10 gün erken gelir.

Osmanlı   mali işlerinde Rumi takvim dediğimiz 21 Martı yılbaşı kabul eden güneş takvimini kullanırdı. Mustafa Kemal yeni Türkiyeyi dizayn ederken  eskiye ait değerleri değiştirmekte  kararlıdır. Aynı özellikleri taşımasına rağmen Rumi takvimi kaldırmış yerine  hıristiyan Avrupanın  kullandığı miladı takvimi getirmiştir.

Dünyanın birçok ülkesi modernleşme çabalarını gerçekleştirirken yazılarını takvimlerini ölçülerini değiştirmemişlerdir.İngiltere bile ağırlık ve uzunluk ölçülerinde bizim dünya standartları dediğimiz Fransız  ölçü birimlerini kabul etmemiş, okka ve inç gibi  ölçülerini kullanmayı sürdürmüştür. Bu yüzden geri ülke  damgasını da kimseden yememiştir.

Şimdi herşey iyi güzel de...Bu yılbaşı kutlaması denen  virüs ne denli etkiliki yayladaki çobana bile ulaşmaktadır. Bütün dünya içki ve uyuşturucuyu tıbben zararlı kabul ettiği halde bilhassa yılbaşlarında şeytanın elçisi olan içki sanayicilerine  nasıl teslim olabilmektedir.

Dindarım diyen,milliyetçiyim diyen ,ulusalcıyım diyen,hümanistim diyen,insanım diyen  kitle nasıl olurda  aklından uzaklaşmak için ,sağlığını bozmak için ,toplumsal düzeni aksatmak için kısaca insanlıktan çıkmak için  nasıl olurda içkiye teslim olur?

Herkes kendi fikrinde olmayanlara "vatan hainliği" gibi bir  yafta takarken; doğrusu şöyle olmak gerekmez mi?
---İnsanlığa zararlı olan içki,uyuşturucu ve sigaranın hala reklamını yapıp özendirenler  değil vatan  dünya-insanlık hainidirler.---


Zararlıya Meşruluk

Yıl nasıl değişirmiş
Yörünge nerden başlar
Görünen birşey yok ki
Her yer bembeyaz kar

Renk renk çiçek açsaydı
Serçeler cıvıldaşsa
Ya da erseydi kiraz
Çimse gölde çocuklar

Hem nasıl eskidi ki
Sıcakta eridi mi
Herhal soğukta dondu
Bir ekledik her yaşa

Çılgınlığa bir zemin
Zararlıya meşruluk
Hazırlar siyasi güç
Akıl kalır kenarda

Allahım ellerimi
sana tam açamadım
İçimden geçenleri
Ayırıp seçemedim

Bize sen yardımeyle
Unutulsun vesvese
Yönüm dönsün kıbleye
Dönsün özüm güzele
Allahım yardım eyle

31.12.1991 Hadim
 

Mevlüt Yanar


Yılbaşı veya Yörüngenin Neresi

Sıradanlaşsaydı bir gece daha
Mutluluğum artardı otuzbir aralıklarda
Akarken şişelerden meyler
Bir çocuk ağlar güneydoğuda
Pabuç ister,balon ister
Anasının gözü eski televizyonda
Allah kahretsin der bu düzeni Allah kahretsin
Sonra çocuğuna döner;
Param yok guzum der param yok

Bilmem hangi gazinonun yanında
Birçok sarhoş yollara pislik döker
Asgari ücret dörtyüzelli lira
Sarhoşun mezesi bin eder

Otuzbir aralık günleri utanırım insan olmaktan
Çünkü çoğu istifa eder insanlıktan
Bu gün der bana başka gözle bakın
Alınterini kustum bugün üreticilerin
Ben bugün bir parazitim

Kutlamak ve aklı unutmak
Hangi bilge hoşgördü bunu
En hakiki mürşit bilimse
Neden sarhoşlar tarikatı bu gün ayin yapmada
Şişenin dibine vura vura
Neden insan sesi dışında haykırmada

Utanmak lazım böylesi insanlıktan
Hele buna yılda bir kere canım deyip kılıf bulmaktan

Yazık bu gün kıyılacak canlara
Yazık aklından bir kaç saat de olsa uzaklaşanlara
 

Mevlüt Yanar







AÇILIM-DİL Vesaire

Son günlerde ülke gündemi önemli konuları tartışıyor.

1000 Yıldır barış içinde yaşayan halk son yüzyılda

CHP nin bu ülkeyi yeniden kurguladığı zamandan beri  mutsuz,eziyet altında,devletine güvenmez, asi evlat konumunda...

Kürt,Türk,Sünni Alevi,Başörtülü,Mini etekli herkes devletle sorunlu.

Sadece CHP elitleri  bu ülkeyi sömürdüler ve hala sömürmek için dümenler çevirmekteler...

Ermeniler kovuldu,malları kimlerde?... Bilen var mı? Var...

Rum vatandaşlarımızı sınır dışı ettiler. Gidenlerin malları  kimlerde?...Bilen var mı?  Var...

Şeriye ve Evkaf vekaleti kapatıldı,medreseler tekke ve zaviyeler kapatıldı. Vakıfların medreselerin tekkelerin zaviyelerin mallarına kimler kondu?    Bilen var mı? Var...

Niçin açıklanmaz?   Cumhuriyetin zenginleri  nasıl zengin oldular?   Niye zenginlik hikayeleri  yazılmaz?

Galiba netameli konular bunlar...Benim bildiğim şu...Dedemlerimden hiç birisi   vakıf malına,Ermeni Rum mülküne konmadı....Gezlevi halkı da bu konuda masum....

Gelelim açılıma....
Kürt köylerinin isimleri geri verilecek.Verilsin tabii. zaten köyün adını değiştirmek kadar aptalca bir iş olur mu?

500 Senelik Gezlevi'nin adını kaba saba  Korualan'a döndüreceksin.Ahmakça değilse bu,bir akıllının  yapabileceği iş mi?

Gezlevi adı da geri verilmelidir...

AKP liye sordum.Hz Ömer,Hz Ali kimdir?

Cevap -Örnek alacağımız yolundan yürüyeceğimiz  büyüklerimiz.

-Peki Hz Ömer  kürtçeyi farsçayı süryaniceyi yasakladı mı? Süryani okullarında süryanice eğitim yapılmasını engelledi mi?

Hıksumak..Ama ...Çünkü cart curt....


MMHP li arkadaşlara soruyorum....Alpaslan kimdir?


Yavuz Sultan Selim Kimdir?

Cevap,Örnek almamız gereken  büyük Türklerdir...

-Peki Alpaslan,Yavuz Sultan Selim  kürtçeyi,Süryaniceyi Farsçayı yasakladı mı?

Bilmem
  , belki...Cart curt...

Söyleyelim o zaman... Hiç bir büyük Türk ne Farsçayı,ne kürtçeyi,

ne Süryaniceyi yasakladı...Özgürlük vardı  o zamanlarda...Herkes istediği dille eğitimini yapardı....

CHP lilere Sordum..İsmet Paşa kimdir?

Cemal Gürsel kimdir?

Cevap,Biri önderimiz,biri darbecimizdir...
-Peki onlar  Kürtçeyi,Süryaniceyi,hatta Kuran Kurslarını yasakladılar mı?

Fütursuzca cevap verdiler. - Evet yasakladılar...

Bu ülkenin meselesi CHP zihniyetidir...CHP nin her türli fikirsel tasallutundan bu ülke kurtulamazsa   bu halk huzuru düşünde de göremez.













21 Aralık 2010 Ülke TV  Sıradışı Programından  Prof   Mehmet Çelik bizim için
yeni şeyler söyledi.

1.  1952  Yılında Başbakan Adnan Menderes İstanbul'da  Ayasofya Müzesini gezer. 
Karşıda Sultan Ahmet Camiini görünce oraya yönelir.Camiyi de ziyarat etmek istemektedir.Vali,Milletvekiller,Protokol görevlileri -programda yok,program aksayacak
falan filan itiraz ederler.Menderes niyetlidir,camiyi gezecektir.Kolundan çekiştirseler de
camiye ulaşır.Kapı açılınca şok olur.
Cami avlusunda  200-300 eşek katır... Cami sütununa  katırları bağlayıp nallayan nalbant....
Caminin içine bakar saman dolu...

Cami nalbanta kiraya verikmiştir.
Evet CHP den çok çekti bu millet. Ama ben Ayasofya camiine  eşek katır dolduracak
kadar  ..............................       bir düşman tanımıyorum.Yunan yapmazdı bunu.İngiliz hiç
yapmazdı...Ama CHP yaptı.

Bu arada rahmetli dedem Ramazan Sakarya 1930 larda asker sevkiyatı esnasında
Hadim Merkez camiine askerlerin doldurulduğunu  camide saz çalıp oynadıklarını
anlatmıştı.   İktidarda yine CHP

Konya Karatay  Medresesi bir şaheserdir. CHP buraya da  muazzam çinilere çiviler çakıp at
katır bağlamıştı devri iktidarında...

2.1953 Yılında Demokrat Parti İstanbul'un fethinin 500. yıldönümünü kutlayacaktır.Gerici
demesinler diye cami vesaire tamir ettirmez de  Rumeli Hisarını tamir etmek ister.CHP li
basın yıkar ortalığı.Saltanatı,Halifeliği geri getirecekler diye...Demokrat parti korkusundan 
Rumeli Hisarı cuma mescidini tamir ettirmez.Üstelik camiyi yıktırıp sahneye dönüştürür.
Sanki yaranacak? Ona da yuh!

3.Cumhuriyetin ilk yılları para yok. Komunist lider Lenin  Rus Çarlığının eşyalarını İngilizlere
satmıştır. Cumhuriyet bürokratlarının aklına gelir.Osmanlı sarayındaki kıymetli eşyaları satalım.
50 Sandığa Topkapı ve diğer saraylardan bu eşyalar toplanıp doldurulur.Antikaq bilgini yoktur.
Fransızları çağırırlar.Fransızlar İngilizler Ruslarınkini aldı biz de Osmanlınınkini kaçırmayalım
diyerek 300 milyon frank fiat biçerler. Sürgündeki Osmanlılar itiraz derler.   "onlar bizim şahsi eşyamızdır.Alısanız sizi mahkemeye veririz"
Fransızlar  "Zararı yok size de 300 milyon verelim zaen gurbette aç susuz kaldınız"

Osmanl Hanedanı "Hayır " derler "Aç kalsak da açlıktan ölsek de o malları sattırmayız" 
Fransızlar alamazlar.
Sandıklar unutulur bir çatı katında.
Taki Demokrat parti iktidara gelince sandıkları tesadüfen bulurlar.İçne bakınca kutsal
emanetlerde dahil Osmanlı sarayı eşyalarını görürler.Topkapı sarayına götürüp
sergilemeye açarlar. Osmanlı Hanedanı engel olmasa  kaşıkçı elması dahil  hepsi
Fransız müzelerini süsleyecekti...

Sayın Kılıçdaroğlu ne kadar değişeceğiz dese de bu CHP değişemez.






Askerlikle ilgili Almanya gibi ülkelerde göze batıcı değişiklikler yapılıyor. 1830 lardan önce Osmanlı İmparatorluğun da zorunlu askerlik yoktu.Maaşlı yeniçeriler ve  tımarlı sipahisi adı verilen  tımarlarda belli sayıda yetiştirilen atlı askerler vardı. Zorunlu askerlik  bugün ülkemizde  normal gözükse de  birçok toplum bunu  olumsuz değerlendirmektedir.
Yıllardır vicdani ret    (isteyenlerin askerlik yapmaması-silahtan uzak tutulması-Muhammed Ali de vicdani retçi olarak Amerikan ordusunda askerlik yapmamak için mücadele etmişti.) kararını  serbestçe tartışan Avrupa ülkelerinden Almanya zorunlu askerliğe son vermek için gerekli hazırlıkları yapmış durumdadır.

Ülkemizde "en büyük asker bizim asker-askerlik peygamber ocağı " fikriyatında olanların  zorunlu askerliği savundukları ortada. Ama  peygamberin övdüğünü iddia ettiğimiz Fatih Sultan Mehemmed Han'ın ordusu zorunlu askerlik yapanlardan oluşmuyordu.

Batı ülkeleri çağdaş uygarlığın temsilcileridir.Çağdaş uygarlık zorunlu askerliği gereksiz buluyorsa,bu konuda ülkemizde de çalışmalar yapılmalıdır. Almanya'da olduğu gibi gönüllülük esasına dayanan bir sisteme geçilmelidir fikri  tartışılmalı ve doğrusu bulunmalıdır.   



   





 ABD nin ülkemizn geleceğiyle ilgili her zaman taraf olduğunu biliyoruz.1919 da neyse 2007 de de etkili...Bu normal birşey mi? Tarihin kuralları böyle....Büyüksen  müdahale hakkın vardır.Büyükleri  incitmeden  politika yapmak tarihi kişiliklerin gerçek büytüklüklerini gösterir. Yoksa.....linki tıkayın  2007 yi  inceleyin

http://www.memleket.com.tr/news_detail.php?id=85762

 

 
 
Erişilmez

Bir erişilmeze duyulan özlem
Ruhları ateşte tava getirir
Dünya avucunda hükümdar olur
Belki mevlasına çabuk yetirir

Mevlüt Yanar




Hadim
İlçemiz  Hadim adını,Anadolu Selçuklu Sultanı Uluğ KEYKUBADın  Silifke - Sarıoğlan arasını 10 yıl süreyle başarılı bir şekilde yöneten valisi    Kamerüddin
Hadim Bey den almıştır.
(Büyük Sultan Alaaddin
Keykuban Hadim Ermenek
üzerinden Silifke'ye ordu
yürütüp bölgeyi Ermenile
rden
temizleyince Kamerüddin
Hadim Lala yı yöreye yönetici yapmış,onun başarılı
yönetimi bahsedfilen yerlerin
Hadimeli olarak adlandırılmasını sağlamıştır. Konuyla ilgili makalem Hadimin
sesi
gazetesinde 1994 te
yayımlanmiştı.Bu konuda ipucu bilgileri Prof Osman
Turan ın " Selçuklular
Zamanında Türkiye "
adlı eserinde bulunmaktadır.)
Selçuklu sonrası Hadim
İli Karaman Beyliğinin vatanı
olunca İklim-i Karamanın bir
parçasını olmuş ve
önemini yitirmiştir.
Ancak idari birim olarak
Merkezi bazen Pillonda
(Taşkent-Pirlerkondu-Philedelfia...),bazen Hadim olmak üzere
varlığını sürdürmüştür.
18.Yüzyılda Ebu Said Muhammed
Hadimi'nin ülke çapında
bilim ve tasavvuf adamı
olarak ünlenmesi Hadim'i de Osmanlı Ülkesinde hatırı
sayılır konuma yükseltmiştir.
Zaman zaman Karaman
ilçesine bağlanan Hadim
1926 da Hakettiği ilçelik
ünvanını tekrar kazanmıştır.
  
 
Torunum Asım’a
 
Seni anlıyorum oğlum
Ben de senin gibiyim
Sen benim gözlerime bakıyorsun
Bense gökyüzüne
Anlam çıkarmak çok zor
Bu bilgi eksikliğinde
Senin tecrübelerin yok kelimelerin yok
Daha sadece bir aylıksın
Ben de evrende senin gibiyim
Daha sadece bir elli yaşındayım
Sen dünyayı anlamak için
Bir ömür yaşamalısın
Evreni  anlamak mümkün mü
Sığar mı dünya ömrüne
İşimiz çetin mi çetin
Yaşamak zor mu zor
Ama her şeye rağmen
Dünyaya gelmek güzel
Seni kucaklayıp koklamak oğlum
Seni kucaklayıp koklamak
Çiçek çiçek büyüyüşünü görmek
Herşeye değer oğlum.

Kırıkkale


........

Hani benim canım ciğerim hani
Nerelerde kaldı yüreğim hani
Özledim o sıcak gülüşlerini
Kömür gibi bakan gözlerin hani
 
Böyle mi geçecek bu kısa ömür
Gök bakıra döndü yeryüzü demir
Anladım ayrılık bir yüce emir
Gönlümü okşayan sözlerin hani
 
Yanarım dumansız içten yanarım
Ruhum işlediyse suçtan yanarım
Aklımı kaybettim hiçten yanarım
Derdimi yakacak közlerin hani
        19.Şubat 2010 Kırıkkale
 
 
Mutlu Müreffeh Çağdaş bir Gezlevi için...
 
 
  bugün 21 ziyaretçi (58 klik) kişi burdaydı!  
 
 
  Anasayfa-Gezlevi
 
 

İSA  Aleyhisselam Beytüllahim'de   Zemheride doğdu. Gün bilinmiyor.

Katolik hıristiyanlar 24 Aralık  (noel-Weichnachten)  Ortodokslar  6 Ocak gününü   doğum günü sayarlar.  Evangelisch- Protestanlar da katoliklerin görüşündedir.

Papa Gregoryen takvimini hazırlatırken ikisinin ortasındaki 1 ocak gününü yılbaşı  kabul etmiştir.

Türklerde yılbaşı genellikle  sultan navruz dediğimiz 21 mart olarak  kabul edilmektedir.
Hicri takvimde ise 1 Muharrem yılbaşı olup her sene 10 gün erken gelir.

Osmanlı   mali işlerinde Rumi takvim dediğimiz 21 Martı yılbaşı kabul eden güneş takvimini kullanırdı. Mustafa Kemal yeni Türkiyeyi dizayn ederken  eskiye ait değerleri değiştirmekte  kararlıdır. Aynı özellikleri taşımasına rağmen Rumi takvimi kaldırmış yerine  hıristiyan Avrupanın  kullandığı miladı takvimi getirmiştir.

Dünyanın birçok ülkesi modernleşme çabalarını gerçekleştirirken yazılarını takvimlerini ölçülerini değiştirmemişlerdir.İngiltere bile ağırlık ve uzunluk ölçülerinde bizim dünya standartları dediğimiz Fransız  ölçü birimlerini kabul etmemiş, okka ve inç gibi  ölçülerini kullanmayı sürdürmüştür. Bu yüzden geri ülke  damgasını da kimseden yememiştir.

Şimdi herşey iyi güzel de...Bu yılbaşı kutlaması denen  virüs ne denli etkiliki yayladaki çobana bile ulaşmaktadır. Bütün dünya içki ve uyuşturucuyu tıbben zararlı kabul ettiği halde bilhassa yılbaşlarında şeytanın elçisi olan içki sanayicilerine  nasıl teslim olabilmektedir.

Dindarım diyen,milliyetçiyim diyen ,ulusalcıyım diyen,hümanistim diyen,insanım diyen  kitle nasıl olurda  aklından uzaklaşmak için ,sağlığını bozmak için ,toplumsal düzeni aksatmak için kısaca insanlıktan çıkmak için  nasıl olurda içkiye teslim olur?

Herkes kendi fikrinde olmayanlara "vatan hainliği" gibi bir  yafta takarken; doğrusu şöyle olmak gerekmez mi?
---İnsanlığa zararlı olan içki,uyuşturucu ve sigaranın hala reklamını yapıp özendirenler  değil vatan  dünya-insanlık hainidirler.---


İSA  Aleyhisselam Beytüllahim'de   Zemheride doğdu. Gün bilinmiyor.

Katolik hıristiyanlar 24 Aralık  (noel-Weichnachten)  Ortodokslar  6 Ocak gününü   doğum günü sayarlar.  Evangelisch- Protestanlar da katoliklerin görüşündedir.

Papa Gregoryen takvimini hazırlatırken ikisinin ortasındaki 1 ocak gününü yılbaşı  kabul etmiştir.

Türklerde yılbaşı genellikle  sultan navruz dediğimiz 21 mart olarak  kabul edilmektedir.
Hicri takvimde ise 1 Muharrem yılbaşı olup her sene 10 gün erken gelir.





AÇILIM-DİL Vesaire

Son günlerde ülke gündemi önemli konuları tartışıyor.

1000 Yıldır barış içinde yaşayan halk son yüzyılda

CHP nin bu ülkeyi yeniden kurguladığı zamandan beri  mutsuz,eziyet altında,devletine güvenmez, asi evlat konumunda...

Kürt,Türk,Sünni Alevi,Başörtülü,Mini etekli herkes devletle sorunlu.

Sadece CHP elitleri  bu ülkeyi sömürdüler ve hala sömürmek için dümenler çevirmekteler...

Ermeniler kovuldu,malları kimlerde?... Bilen var mı? Var...

Rum vatandaşlarımızı sınır dışı ettiler. Gidenlerin malları  kimlerde?...Bilen var mı?  Var...

Şeriye ve Evkaf vekaleti kapatıldı,medreseler tekke ve zaviyeler kapatıldı. Vakıfların medreselerin tekkelerin zaviyelerin mallarına kimler kondu?    Bilen var mı? Var...

Niçin açıklanmaz?   Cumhuriyetin zenginleri  nasıl zengin oldular?   Niye zenginlik hikayeleri  yazılmaz?

Galiba netameli konular bunlar...Benim bildiğim şu...Dedemlerimden hiç birisi   vakıf malına,Ermeni Rum mülküne konmadı....Gezlevi halkı da bu konuda masum....

Gelelim açılıma....
Kürt köylerinin isimleri geri verilecek.Verilsin tabii. zaten köyün adını değiştirmek kadar aptalca bir iş olur mu?

500 Senelik Gezlevi'nin adını kaba saba  Korualan'a döndüreceksin.Ahmakça değilse bu,bir akıllının  yapabileceği iş mi?

Gezlevi adı da geri verilmelidir...

AKP liye sordum.Hz Ömer,Hz Ali kimdir?

Cevap -Örnek alacağımız yolundan yürüyeceğimiz  büyüklerimiz.

-Peki Hz Ömer  kürtçeyi farsçayı süryaniceyi yasakladı mı? Süryani okullarında süryanice eğitim yapılmasını engelledi mi?

Hıksumak..Ama ...Çünkü cart curt....


MMHP li arkadaşlara soruyorum....Alpaslan kimdir?


Yavuz Sultan Selim Kimdir?

Cevap,Örnek almamız gereken  büyük Türklerdir...

-Peki Alpaslan,Yavuz Sultan Selim  kürtçeyi,Süryaniceyi Farsçayı yasakladı mı?

Bilmem
  , belki...Cart curt...

Söyleyelim o zaman... Hiç bir büyük Türk ne Farsçayı,ne kürtçeyi,

ne Süryaniceyi yasakladı...Özgürlük vardı  o zamanlarda...Herkes istediği dille eğitimini yapardı....

CHP lilere Sordum..İsmet Paşa kimdir?

Cemal Gürsel kimdir?

Cevap,Biri önderimiz,biri darbecimizdir...
-Peki onlar  Kürtçeyi,Süryaniceyi,hatta Kuran Kurslarını yasakladılar mı?

Fütursuzca cevap verdiler. - Evet yasakladılar...

Bu ülkenin meselesi CHP zihniyetidir...CHP nin her türli fikirsel tasallutundan bu ülke kurtulamazsa   bu halk huzuru düşünde de göremez.













21 Aralık 2010 Ülke TV  Sıradışı Programından  Prof   Mehmet Çelik bizim için
yeni şeyler söyledi.

1.  1952  Yılında Başbakan Adnan Menderes İstanbul'da  Ayasofya Müzesini gezer. 
Karşıda Sultan Ahmet Camiini görünce oraya yönelir.Camiyi de ziyarat etmek istemektedir.Vali,Milletvekiller,Protokol görevlileri -programda yok,program aksayacak
falan filan itiraz ederler.Menderes niyetlidir,camiyi gezecektir.Kolundan çekiştirseler de
camiye ulaşır.Kapı açılınca şok olur.
Cami avlusunda  200-300 eşek katır... Cami sütununa  katırları bağlayıp nallayan nalbant....
Caminin içine bakar saman dolu...

Cami nalbanta kiraya verikmiştir.
Evet CHP den çok çekti bu millet. Ama ben Ayasofya camiine  eşek katır dolduracak
kadar  ..............................       bir düşman tanımıyorum.Yunan yapmazdı bunu.İngiliz hiç
yapmazdı...Ama CHP yaptı.

Bu arada rahmetli dedem Ramazan Sakarya 1930 larda asker sevkiyatı esnasında
Hadim Merkez camiine askerlerin doldurulduğunu  camide saz çalıp oynadıklarını
anlatmıştı.   İktidarda yine CHP

Konya Karatay  Medresesi bir şaheserdir. CHP buraya da  muazzam çinilere çiviler çakıp at
katır bağlamıştı devri iktidarında...

2.1953 Yılında Demokrat Parti İstanbul'un fethinin 500. yıldönümünü kutlayacaktır.Gerici
demesinler diye cami vesaire tamir ettirmez de  Rumeli Hisarını tamir etmek ister.CHP li
basın yıkar ortalığı.Saltanatı,Halifeliği geri getirecekler diye...Demokrat parti korkusundan 
Rumeli Hisarı cuma mescidini tamir ettirmez.Üstelik camiyi yıktırıp sahneye dönüştürür.
Sanki yaranacak? Ona da yuh!

3.Cumhuriyetin ilk yılları para yok. Komunist lider Lenin  Rus Çarlığının eşyalarını İngilizlere
satmıştır. Cumhuriyet bürokratlarının aklına gelir.Osmanlı sarayındaki kıymetli eşyaları satalım.
50 Sandığa Topkapı ve diğer saraylardan bu eşyalar toplanıp doldurulur.Antikaq bilgini yoktur.
Fransızları çağırırlar.Fransızlar İngilizler Ruslarınkini aldı biz de Osmanlınınkini kaçırmayalım
diyerek 300 milyon frank fiat biçerler. Sürgündeki Osmanlılar itiraz derler.   "onlar bizim şahsi eşyamızdır.Alısanız sizi mahkemeye veririz"
Fransızlar  "Zararı yok size de 300 milyon verelim zaen gurbette aç susuz kaldınız"

Osmanl Hanedanı "Hayır " derler "Aç kalsak da açlıktan ölsek de o malları sattırmayız" 
Fransızlar alamazlar.
Sandıklar unutulur bir çatı katında.
Taki Demokrat parti iktidara gelince sandıkları tesadüfen bulurlar.İçne bakınca kutsal
emanetlerde dahil Osmanlı sarayı eşyalarını görürler.Topkapı sarayına götürüp
sergilemeye açarlar. Osmanlı Hanedanı engel olmasa  kaşıkçı elması dahil  hepsi
Fransız müzelerini süsleyecekti...

Sayın Kılıçdaroğlu ne kadar değişeceğiz dese de bu CHP değişemez.






Askerlikle ilgili Almanya gibi ülkelerde göze batıcı değişiklikler yapılıyor. 1830 lardan önce Osmanlı İmparatorluğun da zorunlu askerlik yoktu.Maaşlı yeniçeriler ve  tımarlı sipahisi adı verilen  tımarlarda belli sayıda yetiştirilen atlı askerler vardı. Zorunlu askerlik  bugün ülkemizde  normal gözükse de  birçok toplum bunu  olumsuz değerlendirmektedir.
Yıllardır vicdani ret    (isteyenlerin askerlik yapmaması-silahtan uzak tutulması-Muhammed Ali de vicdani retçi olarak Amerikan ordusunda askerlik yapmamak için mücadele etmişti.) kararını  serbestçe tartışan Avrupa ülkelerinden Almanya zorunlu askerliğe son vermek için gerekli hazırlıkları yapmış durumdadır.

Ülkemizde "en büyük asker bizim asker-askerlik peygamber ocağı " fikriyatında olanların  zorunlu askerliği savundukları ortada. Ama  peygamberin övdüğünü iddia ettiğimiz Fatih Sultan Mehemmed Han'ın ordusu zorunlu askerlik yapanlardan oluşmuyordu.

Batı ülkeleri çağdaş uygarlığın temsilcileridir.Çağdaş uygarlık zorunlu askerliği gereksiz buluyorsa,bu konuda ülkemizde de çalışmalar yapılmalıdır. Almanya'da olduğu gibi gönüllülük esasına dayanan bir sisteme geçilmelidir fikri  tartışılmalı ve doğrusu bulunmalıdır.   

Torunum Asım’a
 
Seni anlıyorum oğlum
Ben de senin gibiyim
Sen benim gözlerime bakıyorsun
Bense gökyüzüne
Anlam çıkarmak çok zor
Bu bilgi eksikliğinde
Senin tecrübelerin yok kelimelerin yok
Daha sadece bir aylıksın
Ben de evrende senin gibiyim
Daha sadece bir elli yaşındayım
Sen dünyayı anlamak için
Bir ömür yaşamalısın
Evreni  anlamak mümkün mü
Sığar mı dünya ömrüne
İşimiz çetin mi çetin
Yaşamak zor mu zor
Ama her şeye rağmen
Dünyaya gelmek güzel
Seni kucaklayıp koklamak oğlum
Seni kucaklayıp koklamak
Çiçek çiçek büyüyüşünü görmek
Herşeye değer oğlum.

Kırıkkale


........

Hani benim canım ciğerim hani
Nerelerde kaldı yüreğim hani
Özledim o sıcak gülüşlerini
Kömür gibi bakan gözlerin hani
 
Böyle mi geçecek bu kısa ömür
Gök bakıra döndü yeryüzü demir
Anladım ayrılık bir yüce emir
Gönlümü okşayan sözlerin hani
 
Yanarım dumansız içten yanarım
Ruhum işlediyse suçtan yanarım
Aklımı kaybettim hiçten yanarım
Derdimi yakacak közlerin hani
        19.Şubat 2010 Kırıkkale





Osmanlı   mali işlerinde Rumi takvim dediğimiz 21 Martı yılbaşı kabul eden güneş takvimini kullanırdı. Mustafa Kemal yeni Türkiyeyi dizayn ederken  eskiye ait değerleri değiştirmekte  kararlıdır. Aynı özellikleri taşımasına rağmen Rumi takvimi kaldırmış yerine  hıristiyan Avrupanın  kullandığı miladı takvimi getirmiştir.

Dünyanın birçok ülkesi modernleşme çabalarını gerçekleştirirken yazılarını takvimlerini ölçülerini değiştirmemişlerdir.İngiltere bile ağırlık ve uzunluk ölçülerinde bizim dünya standartları dediğimiz Fransız  ölçü birimlerini kabul etmemiş, okka ve inç gibi  ölçülerini kullanmayı sürdürmüştür. Bu yüzden geri ülke  damgasını da kimseden yememiştir.

Şimdi herşey iyi güzel de...Bu yılbaşı kutlaması denen  virüs ne denli etkiliki yayladaki çobana bile ulaşmaktadır. Bütün dünya içki ve uyuşturucuyu tıbben zararlı kabul ettiği halde bilhassa yılbaşlarında şeytanın elçisi olan içki sanayicilerine  nasıl teslim olabilmektedir.

Dindarım diyen,milliyetçiyim diyen ,ulusalcıyım diyen,hümanistim diyen,insanım diyen  kitle nasıl olurda  aklından uzaklaşmak için ,sağlığını bozmak için ,toplumsal düzeni aksatmak için kısaca insanlıktan çıkmak için  nasıl olurda içkiye teslim olur?

Herkes kendi fikrinde olmayanlara "vatan hainliği" gibi bir  yafta takarken; doğrusu şöyle olmak gerekmez mi?
---İnsanlığa zararlı olan içki,uyuşturucu ve sigaranın hala reklamını yapıp özendirenler  değil vatan  dünya-insanlık hainidirler.---



GAM YÜKLERİ İLE YÜKÜMÜZ TUTTUK

Aşık ÖMERden

Gam yükleri ile yükümüz tuttuk
Hicran katarının kervanıyız biz
Feleğin ağusun aşında bulduk
Mihnet tekkesinin mihmanıyız biz

Hakikat yolunu tutmuş gideriz
Kemlik edenlere iy'lik ederiz
Hazret-i Hüda'nın emrin tutarız
Rah-ı hakikatın rehvanıyız biz

Ey Ömer aşk ile irfan yoluyuz
Serv-i tubaların servi dalıyız
Bizi sevenlerin biz de kuluyuz
Sevmiyenin şah ü hakanıyız biz

Bağrıma Ekin Tohum

Bağrıma ekin tohum
Yeşersin sakin ruhum


Milyonlarca yıl ben de
Yemyeşildim mutluydum
Canlılar gezdi tende
Sevgiliydim kutluydum


Bana ekseniz tohum
Gülümser temiz ruhuım


Ağaçlıydım ev oldum
Dallarım kuşa yuva
Sincaplara üst yoldum
Şen şakraktı dağ ova


Hasretim verin tohum
Murada ersin ruhum


Sel götürmesin beni
Sular şarkı söylesin
Yel üfürmesin emi
Çiçeklerle söyleşin


Bir kazma ve bir tohum
Sabırsız bekler ruhum

11.Şubat 2008

Mevlüt Yanar



Erişilmez

Bir erişilmeze duyulan özlem
Ruhları ateşte tava getirir
Dünya avucunda hükümdar olur
Belki mevlasına çabuk yetirir

Mevlüt Yanar

HADİM ADININ KÖKENİ
Hadim adını Keykubad’ın valisi Kamerüddin Hadim Bey den almıştır. (Büyük Sultan Alaaddin Keykubad Hadim Ermenek üzerinden Silifke’ye ordu yürütüp bölgeyi Ermenilerden temizleyince Kamerüddin Hadim Lala yı yöreye yönetici yapmış, onun başarılı yönetimi bahsedilen yerlerin Hadimeli olarak adlandırılmasını sağlamıştır.

Konuyla ilgili makalem Hadimin sesi gazetesinde 1994 te yayımlanmıştı. Bu konuda ipucu bilgileri Prof Osman Turan ın “Selçuklular Zamanında Türkiye” adlı eserinde bulunmaktadır.) Selçuklu sonrası Hadim İli Karaman Beyliğinin vatanı olunca İklim-i Karamanın bir parçası olmuş ve önemini yitirmiştir. Ancak idari birim olarak Merkezi bazen Pillonda (Taşkent-Pirlerkondu-Philedelfia…), bazen Hadim olmak üzere varlığını sürdürmüştür. 18.Yüzyılda Ebu Said Muhammed Hadimi’nin ülke çapında bilim ve tasavvuf adamı olarak ünlenmesi Hadim’i de Osmanlı Ülkesinde hatırı sayılır konuma yükseltmiştir. Zaman zaman Karaman ilçesine bağlanan Hadim 1926 da Hakettiği ilçelik ünvanını tekrar kazanmıştır.

http://www.gezlevi.com/2014/01/hadim-adinin-kokeni-hadim-nedir-nedemek/
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol